18. Ceza Dairesi 2015/34932 E. , 2017/7329 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, tehdit
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
A)Sanığa yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi başkaca hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak;
CMK"nın 324/4. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilmesi gerekirken, yargılama giderinin sanıktan alınarak Hazineye gelir yazılmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık ......’nın temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye uygun olarak, “8,00 TL yargılama giderinin kamu üzerine bırakılması” biçiminde HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B)Sanık hakkında hakaret suçundan kurulan hükümlerin temyizine gelince;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Somut olayda; olay tarihinde Edirne Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan sanığın kurumda infaz koruma memuru olarak görev yapan katılanlara yönelik söylediği "aç ulan kapıyı, ulan" biçimindeki nezaketsiz, kaba nitelikteki sözlerin, katılanların onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle, hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yerinde görülmeyen gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi
2-Kabule göre de;
a)Sanığın, aynı suçu birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlemiş olması nedeniyle TCK"nın 125/3-a maddesi ile belirlenecek cezada, anılan Kanunun 43. maddesi uyarınca arttırım yapılması gerekirken, sanık hakkında iki ayrı hakaret suçundan hüküm kurulmak suretiyle fazla cezaya hükmedilmesi,
b)Sanığın, her iki katılana karşı tek fiiliyle gerçekleştirdiği hakaret eylemi nedeniyle kurulan 2. hüküm fıkrasında, TCK’nın 125/3-a ve 43/2. maddeleri uyarınca belirlenen 1 yıl 3 ay hapis cezasında aynı Kanunun 62. maddesi uyarınca indirim yapıldığında, hapis cezasının 1 yıl 15 gün yerine 12 ay 15 gün olarak eksik belirlenmesi,
Kanuna aykırı ve sanık ......’nın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 07/06/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.