19. Hukuk Dairesi 2018/768 E. , 2019/3555 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili; taraflar arasında imzalanan kredili satış sözleşmesi ile davacının davalıdan 5 adet araç satın aldığını, ancak ödemelerini aksattığını, bu sebeple de rehinli araçların başka alacaklılar tarafından haczedilerek satışa çıkarıldığını, davalıya 631.421,00 TL ödeme yapıldığını, davalının haksız ve hukuka aykırı olarak 94.584,00 TL fazla para tahsil ettiğini belirterek davalıya borçlu olmadığının tespitine , haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil olan paranın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL"sinin müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davada ise haksız tahsil edilen 84.584,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 22/11/2011 tarihli, 2011/206-2011/585 Esas ve Karar sayılı ilam ile davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 08/04/2013 Tarih, 2013/3279-2013/6298 Esas ve Karar sayılı bozma ilamı ile,"Davacı vekili müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan 11.11.2009 tarihli kredili satış sözleşmesi uyarınca davalı lehine 5 adet araç üzerinde menkul rehni tesis edildiğini, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takip sonucunda araçların satıldığını, satışı yapan icra müdürlüğünce davalıya fazla ödeme yapıldığını ileri sürerek davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazla ödemenin iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece rehinli araçların satışından sonra öncelikle rehinli alacaklıya pay ayrıldığı, rehinli alacaklının alacağından fazla olan bedelin diğer alacaklılara ödeneceği davacının menfi tespit ve istirdat davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Rehinli malın satışından sonra satış bedelinin paylaştırılması İİK 151.maddesi uyarınca yapılır. Satış tutarının alacaklıların alacağını karşılamaması halinde sıra cetveli düzenlenerek paylaştırma yapılır. Somut olayda rehinli alacaklıların alacağı için pay ayrıldıktan sonra kalan kısım ... 31. İcra Müdürlüğü"nün 2010/1734 sayılı dosyasına gönderilmiştir. Bu icra dosyasına gönderilen bedel yönünden sıra cetveli düzenlenmediği anlaşılmaktadır. Kural olarak sıra cetvelinde fazla pay ayrılan alacaklının alacağının miktarına diğer alacaklılar itiraz edebilir. Borçlunun bu aşamada alacağın miktarına itiraz etme hakkı bulunmamaktadır. Ancak diğer alacaklıların sıra cetvelinde fazla pay ayrılan alacaklının alacağının miktarına itiraz etmemeleri halinde borçlunun fazla ödemenin iadesi için dava açmakta hukuki yararı vardır. Zira dava sonucunda alacaklıya fazla ödenen meblağ borçluya iade edileceğinden alacaklı sebepsiz zenginleşmiş olacaktır. Mahkemece ... 31. İcra Müdürlüğü"nün 2010/1734 sayılı dosyası getirtilip yukarıdaki ilkeler doğrultusunda varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan yönler gözetilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma ilamından sonra davacı 17/02/2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talebini toplam 94.584 TL ye yükseltmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, fazla ödenen miktarın iadesini istemekte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 94.584 TL"nin 10.000 TL sinin dava tarihinden itibaren, 84.584 TL sinin ıslah tarihi olan 17/02/2015 tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 13.10.2015 tarih, 2015/9326 Esas, 2015/12617 Karar sayılı ilamı ile “Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece ıslah gözetilerek toplam 94.584 TL"ye hükmedilmiş ise de; HUMK"un 84 (HMK.nun 177). maddesinde yer alan "ıslah tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir” hükmüne göre, ıslah tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir. Başka bir anlatımla kural olarak tahkikat bitip Yargıtay tarafından bozma kararı verildikten sonra ıslah yapılamaz. Mahkemece bu ilke gözetilmeden geçerli bir ıslah varmış gibi ıslahla arttırılan talep yönünden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmadan sonra davacı vekili asıl dava ile birleştirme istemli olarak dava açarak 84.584,00 TL’nin ticari faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılamaya göre, davacının asıl dava itibariyle davasının 10.000 TL"lik kısmının ve birleşen dava itibariyle davanın tamamen kabulü ile 84.584,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizle birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, davacının asıl dava itibariyle ıslah ettiği 84.584,00 TL yönünden davasının reddine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Asıl dava yönünden, dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA,
2-Birleşen dava yönünden, dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 28/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.