Esas No: 2021/39003
Karar No: 2022/1455
Karar Tarihi: 27.01.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/39003 Esas 2022/1455 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, sahte fatura düzenleme suçundan mahkum edildi. Ancak, temyiz incelemesi sonucunda suçun olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verildi. 2010 yılında açılan kamu davasında ise, sanıkların suçlamayı kabul etmemesi üzerine eksik araştırma ve incelemeyle mahkumiyet hükümleri kurulduğu belirtildi. Kararda, kanun maddelerine uygun şekilde delillerin birlikte tartışılması gerektiği vurgulandı. Ayrıca, davanın katılma hakkı bulunan Maliye Bakanlığına ihbar edilmediği, zincirleme suç oluştuğu ve 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Bu nedenlerle, mahkumiyet hükümlerinin bozulmasına karar verildi.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66/1-e, 67/4, 43 ve 53. maddeleri; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi; 1412 sayılı CMUK’nin 321 ve 322. maddeleri; 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Gerekçeli kararda, sanık ... hakkında uygulama yapıldığı anlaşılmasına karşın isminin yazılmaması mahallinde düzeltilebilecek yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
A) 2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan sanıklar hakkında verilen mahkumiyet hükümleri yönünden sanıklar ve Cumhuriyet savcısının temyizlerinin incelenmesinde;
Sanıklara yüklenen “2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçlarının Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, en aleyhe kabulle 31.12.2009 olan suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla sanıklar ile Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkındaki kamu davalarının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
B) 2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan sanıklar hakkında verilen mahkumiyet hükümleri yönünden sanıklar ve Cumhuriyet savcısının temyizlerinin incelenmesinde;
Sanıklar hakkında 2010 takvim yılıında sahte fatura düzenleme suçundan açılan kamu davasında; sanıkların savunmalarında suçlamaları kabul etmemeleri karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından;
1)Dosyadaki ve temin edilecek suça konu faturaların sanıklara gösterilerek yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması, kendilerine ait olmadığını ve başkasına ait olduğunu söylemeleri halinde; ismi bildirilen kişinin açık kimlik ve adres bilgilerinin tespiti ile tanık olarak çağrılması, duruşmada çekinme hakkı hatırlatıldıktan sonra faturalar gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması,
2) İsmi bildirilen kişi de faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını söylemesi halinde sanıklar ve bu kişinin temin edilecek yazı ve imza örnekleri ile faturalardaki yazı ve imzaların kime ait olduğu hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
3) Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ya da ismi bildirilen kişiye ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
a) Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında vergi inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
b) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, dava açılmış ise dosyalarının getirtilip incelenerek ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması,
c)Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanıkları tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanıkların bir iştiraki bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hükümler kurulması,
4)Kabule göre de;
a)Davanın katılma hakkı bulunan Maliye Bakanlığına ihbar edilmemesi,
b)Aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte fatura düzenleme eyleminin zincirleme suç oluşturduğu ve sanıklar hakkında TCK'nin 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, yasaya aykırı,
c)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ve Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 27.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.