Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/4034
Karar No: 2010/2502
Karar Tarihi: 09.03.2010

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2009/4034 Esas 2010/2502 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2009/4034 E.  ,  2010/2502 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Kırıkkale İş Mahkemesi
    TARİHİ : 10/02/2009
    NUMARASI : 2008/223-2009/35

    Davacı, davalı işveren nezdinde 25.12.2002-17.4.2004 tarihleri arası çalıştığının tespitine  karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Dava, davacının davalı işveren Belediyeye ait 740 nolu işyerinde  25.12.2002-17.4.2004 tarihleri arasında geçen davalı Kuruma eksik bildirilen  çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece,  davacının davalı işyerinde 25.12.2002-29.03.2004 tarihleri arasında  2002/3. döneminde 5 gün, 2003/1. döneminde 120 gün, 2003/2. döneminde 120 gün, 2003/3. döneminde 98 gün, 2004/1. döneminde 35 gün olmak üzere toplam 378 gün çalıştığının tesbitine, fazla istemin reddine karar verilmiş ise de; varılan bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup usul ve yasaya aykırıdır.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden;  davalı işveren Belediyece davacının  (740) sicil nolu  iş yerinde 25.12.2002 tarihinde ve 20.12.2003 tarihinde işe girdiğine dair işe giriş bildirgelerinin verildiği, 2003/3. dönemde 22 gün, 2004/1. dönemde 54 gün   bildirimde bulunulduğu, işyerinin 1.1.1977 tarihinde yasa kapsamına alındığı, davalı işyerinin 1993-2008 yılları arası dönem bordrolarının düzenlenip kuruma verildiği, işyeri dosyasının, imzalı ücret bordrolarının , puantaj cetvellerinin mahkemece işverenden istenmediği   anlaşılmaktadır.
    Gerçekten, davacının işyerindeki çalışmaları 25.12.2002 ve 20.12.2003 tarihli davacının imzasını taşıyan işe giriş bildirgeleri ile Kuruma kısmi olarak  bildirilmiş ve bildirime uygun olarak  primleri ödenmiştir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10.maddesinde bu tür hizmet tesbiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Öte yandan davacının çalışmalarının geçtiğini ileri  sürdüğü işyeri bir kamu kuruluşuna aittir. Kamu kuruluşlarında, çalışanların kayıtlara  geçirilmesi ve ücret ödemelerinin belgelere dayandırılması asıldır. Tespiti istenen çalışmaların hangi nedenle bildirim dışı kaldığı gereğince ve yeterince araştırma konusu yapılmamıştır.
    Gerçekten ifadesi hükme  dayanak alınan   tanıklar davacıyla birlikte bu işyerinde çalışan, kayıtlara geçmiş kişilerden ise de; iş yerinin bir kamu kuruluşu olması karşısında  çalışanların kayıtlara  geçirilmesi ve ücret ödemelerinin belgelere dayandırılması asıl olduğundan ve mahkemece bu konuda her hangi bir araştırma yapılmamış olmasından dolayı, tanık sözleri çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakta soyut düzeyde kalmaktadır. Giderek, tanık sözlerinin inandırıcı güç ve nitelikte olduğu söylenemez.
    Yapılacak iş; davalı Belediye işyerine ait imzalı ücret bordroları ile  puantaj cetvelleri getirtilerek, işyerinde davacıyla birlikte aynı dönemde çalışmış amir, şef, memur gibi kayıtlı tanıklar dinlenmek suretiyle, tespiti istenen sürelerin neden kayıt dışı kaldığı konusunda ve   çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak,  çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,  09.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi