11. Hukuk Dairesi 2014/15739 E. , 2015/2179 K.
"İçtihat Metni"ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/06/2014 tarih ve 2013/178-2014/277 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin Trabzon"da çalıştığı dönemde davalı bankadan kredi kartı kullandığını ve borcunu zamanında ödediğini, Samsun"da çalışmaya başladıktan sonra ödemelerini geciktirdiğini ve takibe düştüğünü, bu borcunu da, davalı bankanın vekiliyle yaptığı görüşme sonucu ödeyerek kapattığını, davalının 2012 yılında 2 adet kredili mevduat hesabından kaynaklanan borcunun bulunduğunu ve ödemesi gerektiğini bildirdiğini, bu hesaplardan 158/... no"lu hesabın müvekkili tarafından kullanılmadığını, bu yanlışlığın düzeltilmesi için davalıya başvurduğunu ancak, sonuç alamadığını, müvekkilinin 2011 yılında davalının OMÜ Şubesi"nden 20.000 TL tüketici kredisi aldığını, maaş hesabının da bu şubede olması nedeniyle maaşından taksitlerin düzenli ödendiğini ancak, borcunun olduğu bildirildikten sonra maaş hesabına bloke konulduğunu, zaman zaman bloke nedeniyle para çekemediğini, olumsuz sicil kayıtlarından kaynaklı da iki bankadan kredi alamadığını, davalının kusuru sonucu müvekkilinden talep ettiği 1.042,59 TL"nin ödenmesi amacıyla sürekli müvekkiline ait hesaba bloke konulması, yanlışlığın düzeltilmesi için kendisine yardımcı olunmaması nedeniyle yaşadığı sıkıntı, duyduğu üzüntü ve çaresizlikle düşen kredi notları karşısında zor durumda kalan müvekkilinin manevi zarara uğradığını ileri sürerek, 20.000 TL manevi tazminatın haksız eylem tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, görev, yetki itirazı ve zaman aşımı def"inde bulunmuş, davacının hukuki yararı bulunmadığını, manevi tazminatın yasal unsurlarının gerçekleşmediğini, talep edilen miktarın da fahiş olduğunu savunarak, davanın usul ve esastan reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalı bankanın Samsun Şubesi ile davacı arasında Bankacılık Hizmetleri Üyelik Sözleşmesi imzalandığı, bu krediye ilişkin olarak 1305/6688160 no"lu hesap açıldığı, davacının 04.05.2011 tarihinde, davalı bankanın 19 Mayıs Şubesi"nden 20.000 TL meblağlı kredi çektiği, bu kredinin aylık taksitlerinin otomatik olarak hesabından tahsilatı için davalı bankaya talimat verdiği, hesap ekstresinden de anlaşılacağı üzere bu taksitlerin düzenli bir şekilde yatırıldığı, davalının, davacının Trabzon"daki borcu nedeniyle hesaba bloke koyduğu, bu nedenle ödemelerin aksadığı ancak, bloke konulan Trabzon Şubesi"ne ait kredinin, davacı tarafından kullanıldığının
kesin olarak davalı tarafından ispatlanamadığı, buna rağmen davalının 09.11.2012 tarihinde davacıya ihtarname keşide edip, 1305 kod"lu 19 Mayıs Şubesi"nin 40.59 TL, 158 kod"lu Trabzon Şubesi"nin 1.042,59 TL alacağının ödenmesini talep ettiği, bu borca dayanarak davacının hesaplarına bloke konulmasının doğru olmadığı, kimin kullandığı belli olmayan böyle bir borçtan dolayı davacıyı T.C Merkez Bankası A.Ş. nezdinde bulunan risk merkezine bildirip, riski kayıtlara sokmanın davacıyı manen sıkıntıya sokacağı, bu olumsuz kaydın bulunmasının kişiye başlı başına kredi verilmesine engel oluşturduğu, gerçekte olmayan olumsuz bir bilginin banka kayıtlarına girmesinin davacının kişilik haklarının haksız şekilde ihlali niteliği taşıdığı gerekçesiyle, kusurun ağırlığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın özendirici ve zenginleştirici bir şekilde tayin edilemeyeceği hususları nazara alınarak, 4.000 TL manevi tazminatın 28.02.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, bankacılık hukukundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 4. maddesinde tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava olduğu, 5/2. maddesinde bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin görevi dahilinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan "davalara", asliye ticaret mahkemesinde bakılacağı, 5/3. maddesinde ise asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanacağı belirtilmiştir. Görev hususu kamu düzeninine ilişkin olup, yargılamanın her safhasında mahkemece re"sen gözetilmelidir. Bu itibarla mahkemece, uyuşmazlığın bankacılık hukukundan kaynaklanan ticari dava niteliğinde olduğu hususu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.