23. Hukuk Dairesi 2013/3402 E. , 2013/3823 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili,davalı kooperatifin müvekkili birliğin üyesi iken 31.....2008 tarihinde göndermiş olduğu yazı ile istifa ettiğini bildirdiğini, davalının üye olduğu döneme ilişkin 54.802,00 TL asıl alacak, 37.813,38 TL işlemiş faiz borcunun tahsili için başlatılan takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 ... inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ödeme emrinde aidatın hangi yıl ve aylara ait olduğunun açıklanmadığını, davacının müvekkili kooperatife gönderdiği ....08.2006 tarihli yazı ile herhangi bir alacak talebinde bulunmadığını, davacıya şerefiye ve tapu işlemleri için geri almak üzere ödediği alacağının ödenmemesi üzerine ortaklık aidatlarından mahsup edilmesini talep ettiklerini, takipten dolayı borçlu olmadıklarını savunarak,davanın reddini ve %40 kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı kooperatifin 31.....2008 tarihinde birlik kayıtlarına intikal eden istifası 2008 hesap yılı sonu itibariyle geçerli olacağından bu süreye kadar ödenmeyen ve birlik genel kurul tarafından belirlenen aylık aidatları ödemekle yükümlü olduğu, buna göre 2003-2008 yıllarına ilişkin genel kurul toplantılarında alınan kararlara uygun olarak hesaplanması ve ödemelerin de düşülmesi sonucu, davacı birliğin katılım payı alacağının başka bir davaya konu etmesi, davalı kooperatifin de mahsup istemine konu şerefiye bedeli yönünden ibraz ettiği belgelerin hukuken değer verilecek nitelikte olmaması, bu konuda kesinleşmiş bir karar bulunmaması nedeniyle takas koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile itirazın ....751,00 TL asıl alacak, 32.676,81 TL temerrüt faizi olmak üzere toplam 62.427,81 TL"ye ilişkin olarak iptaline,takip tarihinden itibaren aylık %... faiz uygulanmasına ve %40 oranında ... inkar tazminatının tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir
...)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
...)Dava, aidat ve işlemiş faiz alacağının tahsili amacıyla başlatılan ... takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı tarafça davacıdan şerefiye bedeli alacağı olduğu savunularak bu alacağın takası istenmiş olup, mahkemece bilirkişinin aynı doğrultudaki görüşüne itibar edilerek şerefiye bedeli yönünden ibraz edilen belgelerin hukuken değer verilecek nitelikte olmadığı ve bu konuda kesinleşmiş bir karar bulunmadığı gerekçesiyle takas talebi reddedilmiştir. Dosyada bulunan şerefiye bedeli ile ilgili listede davalı kooperatifin karşısında 42.117,66 TL şerefiye bedeli alacağı bulunduğu yazılı olup yönetim kurulunun ....08.2006 tarihli kararında Birliğin ....07.2006 tarihli olağan genel kurulda alınan kararla verilen yetkiye dayalı olarak ekli listede belirtilen şerefiye bedellerinin dağıtım işlemlerinin tamamlanmasına karar verildiği görülmüştür.
Mahkemece, yönetim kurulu kararında sözü geçen olağan genel kurul kararı ile yönetim kurulu kararının ekindeki liste getirtilip kendisine tahsis edilen taşınmazın istifadan sonra davalı kooperatif tarafından iade edilip edilmediği de araştırılarak takas koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, soyut gerekçelere dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Öte yandan,karar tarihinden önce 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu"nun .... maddesinde aynen "Türk Borçlar Kanunu"nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76"ncı, faize ilişkin 88"nci, temerrüt faizine ilişkin 120"nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138"nci maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır. " hükmüne yer verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 88. maddesinin "Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranını yüzde elli fazlasını aşamaz." hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur." düzenlemesine yer verilmiştir.
Kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranının anılan yasal düzenlemedeki yerine gelince; para borçları açısından borçlu temerrüdüne bağlanan sonuçlardan birisi, temerrüt faizi ödeme yükümlülüğüdür. Temerrüt faizi borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılık olması itibariyle, zamanında ifa etmeme olgusuyla doğrudan bir bağlantı içindedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 42. maddesine göre genel kurul bütün üyeleri temsil eden en yetkili organ olup, kanun veya anasözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar verme yetkisini haizdir. Konut Yapı Kooperatifi Tip Anasözleşmesi"nin .../.... maddesinin .... bendi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek genel kurulun yetkisi dahilindedir.
Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidatın süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır. Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek yoktur. Ayrıca genel
kurullarca kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar. Bu durumda, 818 sayılı BK’nın 101/.... (6098 sayılı TBK’nın 117.) maddesi hükmü karşısında, genel kurulun belirlediği tarih kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur. Anapara faizi ise, borçlunun henüz temerrüde düşmeden ödemesi gereken sözleşmeyle kararlaştırılan faizdir. Bu durumda, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, TBK" nın 88. maddesinde düzenlenen anapara faizi olmayıp, 120. maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır. 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun" un .../.... maddesi gereğince, bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için .... maddede belirlenen yasal faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur.
Maddenin açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınması taraflarca kararlaştırılabilir. Anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak taraflar, uygulanacak temerrüt faizi oranını belirlerken, yukarıdaki paragrafta belirtilen 6098 sayılı TBK’nın 120/.... maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak zorundadırlar.
Somut olayda, davaya konu aidat borcu ve faiz oranı kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK’nın 120/.... maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un .../.... maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır.
Bu durumda, mahkemece, karar tarihinden önce yürürlüğe giren anılan yasal düzenleme bu açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirilerek, işlemiş temerrüt faizi oranı ve miktarı ile işleyecek temerrüt faiz oranı bakımından gerektiğinde bilirkişiden denetime elverişli bir rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yasal düzenleme gözden kaçırılarak yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, davalının peşin harcının istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 05.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.