3. Hukuk Dairesi 2014/8186 E. , 2014/16630 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen kişisel eşyanın iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, tarafların 04.04.2012 tarihinde boşandıklarını, müvekkiline ait çeyiz eşyaları ile ziynet eşyalarının davalıda kaldığını ileri sürerek, 8 adet ağaç kabuğu model 22 ayar 25 gramlık bilezik, 3 adet burma bilezik, 15 adet Cumhuriyet altını, 48 adet küçük altın, 1 adet ... burma bilezik, 1 adet künye, 300 Euro, 50 Dolar., 320 TL"nın aynen iadesini, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedelinin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ziynetlerin davalıda olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile ziynetlerin ve paraların aynen iadesine, ziynetlerin aynen ifası mümkün olmadığı takdirde dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297.maddesi (HUMK.388.md), hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında, açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesini emredici kural olarak getirmiştir.
Mahkemece, ziynet eşyaların aynen iadesine karar verilmiştir. Mahkemece, aynen iadenin mümkün olmaması halinde, eşyaların miktar belirtilerek bedeline hükmedilmesi gerekirken, sadece aynen iadesine hükmedilmesi doğru değildir.
Mahkemece; ziynet eşyalarının aynen iadesine (ayar, adet ve gramları ile birlikte hükümde tek tek belirtilerek), olmadığı takdirde bilirkişi tarafından belirlenen miktarın hüküm altına alınmasına karar verilmesi gerekirken, HUMK 388 ve HMK 297 maddesine aykırı infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.