8. Hukuk Dairesi 2014/7883 E. , 2014/7366 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Marmaris İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/04/2013
NUMARASI : 2012/365-2013/155
N.. G.. ve müşterekleri ile S.. A.. ve müşterekleri aralarındaki istihkak davasının reddine dair Marmaris İcra Hukuk Mahkemesi"nden verilen 25.04.2013 gün ve 365/155 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 28.01.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacılar vekili Av. E.. A.. ve karşı taraftan davalı S.. A.. vekili Av. Ö.. B.. geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı üçüncü kişi vekili, Marmaris 1. İcra Müdürlüğü’nün 2012/1503 sayılı Takip dosyasında yazılan talimat uyarınca, Ula İcra Müdürlüğü’nün 2012/178 sayılı Talimat dosyasında yapılan 18.06.2012 günlü hacze konu makinelerden 10 tanesinin davacı N.. G..’ye 7 tanesinin ise diğer davacı ile birlikte borçluların ortaklık malı olduğunu belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, dava konusu haczin borçluların atölyesinde yapıldığını, hacizde borçluların da hazır bulunduğunu, mahcuzlardan 10 tanesinin davacı N..’ye 7 tanesinin diğer davacı ile birlikte borçlu M..’ya ait olduğunun iddia edildiğini, ancak bunların hangi makineler olduğunun tek tek sayılmadığını, sunulan faturaların ise istihkak iddiasını kanıtlamaya elverişli olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlular, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; davacı üçüncü kişilerin istihkak iddialarını kanıtlamaya yönelik sundukları delillerin her zaman temini mümkün belgelerden olduğu, tanık anlatımlarının da yetersiz olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişiler vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişilerin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.
Dava konusu haciz, borçluların faaliyet adresinde ve huzurunda yapılmış olup, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekir. İspat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip olan üçüncü kişilerden N.. hacizli 10 adet makinenin kendisine ait olduğunu söyleyerek fatura deliline dayanmaktadır. Bir kısmını finansal kiralama sözleşmesi ile aldığını belirtmektedir. Diğer davacı A.. ise borçlu M.. ile adi ortaklık ilişkisi içinde bulunduğunu ve 7 adet hacizli makinenin ortaklık malı olduğunu iddia etmektedir.
Hacizde hazır bulunan borçlu M.. da hacizli eşyaların üçüncü kişi A.. ile birlikte kendisine ait olduğunu beyan etmiş, bu husus haciz tutanağına geçirilmiştir. Sunulan bir kısım faturaların borçlu ve davacı adına düzenlendiği görülmüştür.
Bu koşullarda, Mahkemece adi ortaklık ilişkisinin varlığı konusunda yeterince ve yöntemince araştırmalar yapılmamıştır.
Diğer yandan takibe konu borç, bonodan doğmaktadır ve borçluların faaliyet gösterdiği ticari işletmeden kaynaklandığı yönünde bir delil dosyaya yansımamış, bu husus davalı alacaklı taraftan sorularak netleştirilmemiştir.
Bununla birlikte diğer üçüncü kişi N.. G..’nin dayandığı faturaların gerçekliği ve mahcuzlara uygunluğu yönünde de gerekli araştırmalar yapılmadan istihkak iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesi ile yazılı biçimde hüküm kurulmuştur.
Mahkemece yapılması gereken iş öncelikle, davacı A.. ve borçlu M.. arasında var olduğu ileri sürülen adi ortaklık ilişkisinin gerçek olup olmadığını, Vergi Dairesi’nden, Ticaret Sicil Memurluğu’ndan sorarak araştırmak, gerekirse bu konuda kolluk aracılığı ile de mahallinde inceleme yaptırmak, takibe konu borcun ticari işletmeden kaynaklanıp kaynaklanmadığının davalı alacaklı taraftan sorularak, varsa buna ilişkin delillerin dosyaya sunulmasını sağlamak olmalıdır. Bu şekilde toplanacak delillere göre adi ortaklık ilişkisi sabit olur ve borcun da ticari işletmeden kaynaklanmadığı, şahsi nitelikte olduğu belirlenirse, ortağın şahsi borcu nedeni ile şirket mal varlığının haczedilemeyeceği (818 sayılı BK’nun 534, 6098 sayılı TBK’nun 638. maddesi) kuralı dikkate alınarak istihkak iddiası kabul edilmeli, aksi halde reddedilmelidir.
Davacı N..’nin dayandığı faturaların gerçekliği ise; varsa üçüncü kişinin ve satıcı firmaların ticari kayıtları üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile saptanmalı, finansal kiralama sözleşmesi kapsamında kaldığı ileri sürülen eşyalar açısından sözleşme süresinin sona erip ermediği, satın alma hakkının kullanılıp kullanılmadığı üzerinde de durulmalı, faturalar gerçekse ya da satın alma hakkının kullanıldığı finansal kiralama sözleşmeleri varsa bunların mahcuzlara uygunluğu keşif ve bilirkişi incelemesi ile belirlenmeli, bundan sonra fatura kapsamında kalan eşyalar yönünden istihkak iddiası kabul edilmeli, diğerleri yönünden reddedilmelidir.
Belirtilen tüm bu hususlar dikkate alınmadan eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı biçimde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişiler vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 49,50 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 17.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.