17. Ceza Dairesi Esas No: 2015/14301 Karar No: 2016/4875 Karar Tarihi: 07.04.2016
Hırsızlık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/14301 Esas 2016/4875 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Çocuk Mahkemesi'nde görülen bir hırsızlık davasında, suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından temyiz istemi 16.11.2012 tarihinde yapılmıştır. Ancak verilen kararda, temyiz süresinin \"tebliğden\" itibaren başlayacağı belirtilerek suça sürüklenen çocuk müdafii yanıltılmıştır. Bu durumda suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından yapılan temyiz istemi zamanında yapılmıştır ve hükmün reddine karar verilmesi gerekmektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 02/04/2013 gün ve 2012/14-1533 Esas ve 2013/113 Karar sayılı ve 13.12.2011 gün ve 247/261 sayılı kararlarına göre, kararlarda başvurulacak kanun yolu süresi, mercii ve şekillerinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, verilen hükümdeki yanıltıcı ifadeler dolayısıyla suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından yapılan temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenmiştir. Kararda, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 40/2. maddesi, 5271 sayılı CMK’nın 232/6 ve 34/2. maddeleri ile 1412 sayılı CMUK’nun 310. maddesine atıfta bulunulmuştur.
17. Ceza Dairesi 2015/14301 E. , 2016/4875 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü: Sadece suça sürüklenen çocuk müdafiinin hazır olduğu 22.10.2012 tarihli oturumda suça sürüklenen çocuk müdafiinin yüzüne karşı açıklanan kısa kararda yasa yolu bildiriminin aynen “suça sürüklenen çocuk müdafii yönünden tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde mahkememize verilecek dilekçe veya zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle Yargıtay ilgili ceza dairesinde temyiz yolu açık” şeklinde olduğu, bu hükmün suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından gerekçeli kararın kendisine tebliğ tarihi olan 16.11.2012 tarihinde temyiz edildiği, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 40/2. maddesi, 5271 sayılı CMK’nın 232/6 ve 34/2. maddeleri ile 1412 sayılı CMUK’nun 310. maddesine göre kararlarda başvurulacak kanun yolu süresi, mercii ve şekillerinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerektiği halde; suça sürüklenen çocuk müdafiinin yüzüne karşı verilen hükümde temyiz süresinin "tefhimden" itibaren başlayacağının belirtilmesi yerine "tebliğden" itibaren başlayacağı belirtilerek suça sürüklenen çocuk müdafiinin yanıltıldığı; Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 02/04/2013 gün ve 2012/14-1533 Esas ve 2013/113 Karar sayılı ve 13.12.2011 gün ve 247/261 sayılı kararlarında durumun farklı olduğu, belirtilen kararlara konu yerel mahkeme kararında temyiz süresinin ""tefhim veya tebliğden"" itibaren başlayacağının belirtildiği; dolayısıyla 16.11.2012 tarihli suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz isteminin süresinde olduğunun belirlenmesiyle yapılan incelemede, Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedeni yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, 07.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.