19. Hukuk Dairesi 2013/13192 E. , 2014/10388 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 12/02/2013
NUMARASI : 2013/2-2013/6
Taraflar arasındaki alacak-menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı şirket yetkilisi E. B..ve vek. Av. A.. S.. ile davalı vekilleri Av. R.. Y.. ve Av. C. A.." ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan davacı şirket yetkilisi ile avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin davalı tarafından haksız şekilde feshedildiğini belirterek; a) 09.03.2006 ile 08.03.2007 arasında 15.382 koli prim alacağı karşılığı olarak 50.000 TL, b) 09.03.2007 ile 08.03.2008 arasındaki 20.482 TL koli prim alacağı karşılığı olarak 25.000 TL, c) 09.03.2008 ile 08.03.2009 tarihleri arasında 18.040 koli prim alacağı karşılığı olarak 25.000 TL (d) sözleşmenin 31 ay önce haksız feshedilmesinden dolayı prim kaybı ve kar mahrumiyeti nedeniyle 50.000 TL e) davalının sözleşmeyi haksız olarak feshetmesi nedeniyle cezai şart alacağı olarak 50.000 TL" nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tahsilini ve 3 adet çekin bedelsiz olması nedeniyle iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının taleplerini dayandırdığı 26.11.2008 tarihli sözleşme ile 10.07.2006 tarihli sözleşmenin müvekkili hakkında son derece ağır hükümler içerdiğini, standart bayilik sözleşmesinden farklı olduğunu, müvekkili şirketin eski Genel Müdürü A. F.." ın davacı şirketle işbirliği yaparak müvekkiline zarar verme kastıyla iki sözleşmenin geriye dönük tarih atılarak düzenlendiğini, 26.11.2008 ve 10.07.2006 tarihli sözleşmelerin yok hükmünde olduğunu, taraflar arasında yapılan 28.12.2007 tarihli ve 05.01.2009 tarihli hesap mutabakatlarında davacının sözleşmeden doğan prim alacaklarını ileri sürmediğini, bu durumun sözkonusu sözleşmelerin geriye yönelik imzalandığını kanıtladığını, davacının muaccel hale gelmiş 176.719 TL borcu olduğunu, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının defterlerinin kapanış tasdikinin olmadığı, buna karşılık davalının ticari defterlerinin kapanış tasdikinin bulunduğunu, en son 03.08.2009 tarihinde yapılan hesap mutabakatı ile tarafların hesap bakiyelerinin sıfır (0) olduğu, ancak davacının ödenmemiş 3 adet çek bedeli toplamı 176.719 TL borcu olduğu, davacının mutabakat yazışmalarında dava konusu ettiği prim tutarlarını ileri sürmediği, davacının ticari defterlerinde kotanın üzerine çıkması nedeniyle hak ettiğini ileri sürdüğü primlere ilişkin bir kayıt da yer almadığı, davalının diğer bayilerle imzaladığı standart sözleşmelerde de kota aşımı halinde prim uygulaması yapılacağına dair bir hüküm bulunmadığı, davacının 400.000 TL bedelli teminat mektubunun iadesi isteminin de davalıya borcunun devam etmesinden dolayı yerinde görülmediği, davacının davalıya halen borçlu olması nedeniyle tazminat talebinin de haklı olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Ümraniye 2.Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/1106 E. sayılı dosyasında, davalı R.... Gıda Dağıtım ve Pazarlama Tic. Ltd. Şti’nin şikayeti üzerine, müşteki şirketin sözleşmeleri imzalayan yetkilisi A. F.. ile davacı B... İletişim Sistemleri Turizm Ticaret Ltd. şirketi yetkilileri hakkında dava konusu uyuşmazlığın kaynağını oluşturan taraflar arasında imzalanmış sözleşmelerden dolayı hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanma suçundan açılan ceza davasının devam ettiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda ceza mahkemesinin olası bir mahkumiyet kararının Borçlar Kanununun 53. maddesi (TBK m.74) uyarınca hukuk hâkimini bağlayacağı gözetilerek, söz konusu ceza davasının sonucunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun m.165/1 hükmü uyarınca bekletici mesele yapılması gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.100 TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.