10. Hukuk Dairesi 2008/17544 E. , 2010/5845 K.
"İçtihat Metni".......
Davacı, davalı ...’a ait kimlikle, diğer davalı iş yerinde çalıştığını öne sürerek, anılan iş yerinde 02.10.1978-1979 döneminde 11372380 sigorta sicil numarasıyla çalışan kişinin kendisi olduğunun tespiti ile söz konusu çalışmaların kendisine aidiyetini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davacının 1978 ve 1979 yıllarında davalı şirkette ... ismiyle çalışmış olduğuna, davalı ismiyle ve davalı sigorta sicil numarasıyla geçen hizmet sürelerinin ... kızı ... doğumlu davacı ...’a ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Hükmün, davalılardan... ile .... avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosya içindeki bilgi ve belgeler ile toplanan delillere göre; 02.10.1978 tarihli işe giriş bildirgesinin davalının kimlik bilgilerine ve davalı sigorta sicil numarasına göre tanzim edilip fotoğrafsız bulunduğu, giriş tarihi belirtilmeksizin, çıkış tarihi 05.11.1979 olarak gösterilip, 1978/4. döneme ait dönem bordrosunda 90 gün, 1979/1-2-4. dönemlere ait dönem bordrolarında ise toplam 170 gün çalışmanın davalı sigorta sicil numarası ve davalının kimlik bilgilerine göre Kurum kayıtlarına tescil edildiği, iş yeri dosyası içinde yer alan 23.11.1978 tarihli vergi karnesinin, 26.09.1978 tarihli işçi sicil pusulasının ve 25.09.1978 tarihli sağlık raporunun fotoğraflı olup davalının kimlik bilgilerine göre düzenlendiği......kızı 09.02.1959 doğumlu davalının, dosya içeriğine göre davacının görümcesi olduğu, yapılan tebligata rağmen davaya cevap vermediği gibi yargılamaya da katılmadığı, 26.03.2008 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda; fotoğrafların davacıya ait olduğunun belirtilip, kayıtlarda davalıya atfen atılı imzaların ise basit tersimli olması nedeniyle aidiyetlerinin belirlenemediğinin bildirildiği, adları bordrolarda yer almayan üç tanığın çalışma iddiasını teyit ettiği, davacıya ait SSK özlük dosyasının istenmemiş olması nedeniyle davacının sigortalılık durumunun denetlenemediği anlaşılmaktadır.
./..
-2-
Bu tür aidiyet ve tespit davalarında gerçeğin tam olarak saptanması için tanık sözlerinden ayrı olarak işin kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde etraflıca araştırılması gereği ortadadır. O halde, bu araştırmanın yönteminin ve izlenecek yolun ne olması gerektiğinin saptanması zorunludur. Bu tür davalarda öncelikle iddia sahibinin gerçek nüfus kayıtlarıyla Kurumda ve iş yerinde kayıtlı olan şahsın nüfus kayıtları dikkate alınarak iş yeri kayıtlarındaki şahsın titizlikle araştırılıp duruşmaya çağrılmak suretiyle dinlenmesi gerekir. Her ne kadar, fotoğrafların davacıya ait olduğuna ilişkin Adli Tıp Raporu düzenlenmiş ve anılan raporda imza aidiyetinin belirlenemediği bildirilmiş ise de, öncelikle, davacının özlük dosyasının Kurumdan celbedilip, davalının da imza örnekleri alındıktan sonra davalıya ait iş yeri dosyasındaki kayıtlar da birlikte değerlendirilerek, imza ve fotoğrafların davacıya ya da davalıya aidiyeti bakımından benzerlik incelemesi yapılması gereği gözetilmemiştir. Diğer taraftan, iş yeri kayıtlarından, davalı dönemde davacı ile birlikte çalıştığı saptanan bordro tanıklarının çağırılarak beyanlarına başvurulması ve taraflarla yüzleştirilmesi sağlanmamıştır. Özellikle, 10.12.1955 doğumlu olup, 07.12.1956 tarihinde nüfusa tescil edildiği anlaşılan davacının, davaya konu 1978 ve 1979 yıllarında hangi gerekçeyle davalının kimlik bilgilerini kullanarak işe başladığının, mahkemece, titizlikle araştırılıp, gerekirse, iş yerinde sigortalıyı çalıştıran ve kendisini yakından tanıması gereken yetkili kişi, ya da, kişilerin bilgisine başvurmak suretiyle maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, açıklanan bu yönler üzerinde durulmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalılardan.....avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan Sümer Holding A.Ş."ye iadesine, 20.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.....