21. Hukuk Dairesi 2009/9318 E. , 2010/2480 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan davacının manevi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece 17.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
Davacının iş kazası sonucu % 16 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı olayda davacının % 20 , davalı işverenin % 80 oranında kusurlu olduğu davacı tarafından davalı aleyhine açılan ... 2.İş Mahkemesinde 2004/2540 Esas,sayılı dosyasında 1.2.2008 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat ile birlikte 15000,00 TL manevi tazminat istediği bu isteminden 1.2.2008 tarihli dilekçesi ile ıslahla manevi tazminat talep edilemeyeceğinden hakları saklı kalmak üzere vazgeçtiğini bildirdiği,mahkemece maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne,manevi tazminat istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği kararın Dairemizce 16.03.2009 tarihinde onanarak kesinleştiği,bu dava ile davacının 35.000,00 TL manevi tazminat istediği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Gerçekten, hukuka aykırı bir eylem yüzünden çekilen elem ve üzüntüler o tarihte duyulan ve duyulması gereken bir haldir. Başka bir anlatımla üzüntü ve acıyı zamana yaymak suretiyle manevi tazminatın bölünmesi bir kısmının dava konusu yapılması kalanın saklı tutulması ya da sonradan isteme olanağı yoktur. Niteliği itibariyle manevi tazminat bölünemez. Bir defada istenilmesi gerekir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 25.09.1996 gün ve 1996/21-397-637 K. ve 13.10.1999 gün ve 1999/21-684-818 K. sayılı kararları da aynı doğrultudadır.
Manevi zarar bir defa açıklandıktan sonra arttıralamayacağından bu ilke gözetilerek mahkemece davacı yararına 15.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken 17.000,00 .TL’sına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hüküm fıkrasının tümden silinerek yerine,
"1-Manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 15.000,00 TL manevi tazminatın 13.1.2004 olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine fazla istemin reddine
2-Alınması gereken 810,00 TL ilam harcından davacı tarafından yatırılan 472,50 TL peşin harcın mahsubu ile 337,50 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine"ye gelir kaydına, davacıdan alınan 472,50 TL peşin harç ile 14,00 TL başvurma harcı toplamı 486,50 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,red edilen miktar yönünden 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 22,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre takdiren 9.50 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına"rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının ilgilisine yükletilmesine, 09.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.