Davacı,sigortalılık başlangıç tarihinin yurt dışında çalışmaya başladığı 1.6.1977 tarihi olduğunun ve 1.1.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tesbitiyle,bağlanacak olan aylığın yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara,kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun mahkemece sigorta başlangıç tarihine ilişkin olarak verilen hükme yönelik temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 3201 sayılı Yasa kapsamında Sosyal Sigortalır Kurumu ve Bağ-Kur"a yaptığı borçlanma dikkate alınarak sigorta başlangıç tarihinin 1.6.1977 olduğunun ve 01.01.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının sigorta başlangıç tarihinin 1.6.1977 olduğunun 01.01.2008 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa"nın 81/C maddesine göre yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tesbitine karar verilmiş ise de varılan bu sonuç doğru değildir.
Davacının 3201 sayılı Yasa kapsamında Almanya"da geçen 1.6.1977-3.7.1983 tarihleri arasındaki 2192 çalışma gününe isabet eden 7672,00TL ile 16.10.2007 tarihinde, yine Almanya"da ev hanımı olarak geçen 14.5.1973-31.5.1977 tarihleri arasındaki 1367 gününe isabet eden 5648,69 -TL"sında 26.10.2007 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ödeyerek borçlandığı, tahsis talep tarihi olan 31.12.2007 tarihinde 16 yıl 1ay 21 gün sigortalı ve 3619 gün prim ödemesi bulunduğu konusunda ihtilaf yoktur. Uyuşmazlık, davacının yaşlılık aylığı şartlarının yurt dışı borçlanmasını yaptığı tarih olan 26.10.2007 tarihinde yürürlükte olan 506 sayılı Yasa’nın 60/A-b maddesi uyarınca mı, yoksa 23.05.2002 tarih ve 4759 sayılı Yasa"nın 3 maddesi ile değişik 506 sayılı Yasa’ya geçici 81/C madde hükümlerine göre mi belirleneceği noktasında toplanmaktadır.
506 sayılı Yasa"nın geçici 81/C-a maddesi, 23.05.2002 tarihinde 15 yıllık sigortalılık süresini kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmuş ve 3600 gün malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş bulunanlara istekleri halinde yaşlılık aylığı bağlanabileceği kabul etmiştir. Yurt dışı hizmet borçlanmasının yapıldığı 26.10.2007 tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa’nın 60/A-b maddesi ile ise sigortalının yaşlılık aylığından yararlanabilmesi için kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş olması, 25 yıldan beri sigortalı bulunması ve en az 4500 gün prim ödemesi gerektiğini kabul etmiştir.
Somut olayda davacı, 3201 sayılı Yasa kapsamında Almanya"da geçen 1.6.1977-3.7.1983 tarihleri arasındaki 2192 çalışma gününe isabet eden 7672,00 -TL ev hanımı olarak geçen 14.8.1973-31.5.1977 tarihleri arasındaki 1367 gününe isabet eden 5648,69 TL yi Kuruma 26.10.2007 tarihinde ödemiştir. 4447 sayılı Yasa’nın 17. maddesi ile 506 sayılı Yasa’ya eklenen geçici 81/C. maddesinin yürürlüğe girdiği 23.05.2002 tarihinde Türkiye"de Sosyal Sigortalar Kapsamında sigortalı olarak çalışması bulunmadığı gibi 3201 sayılı Yasa kapsamında yapılmış bir borçlanma da bulunmamaktadır.
Bu durumda, davacının yaşlılık aylığı bağlanma koşullarının 3201 sayılı Yasa kapsamında Kuruma borçlanmanın yapıldığı 26.10.2007 tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa’nın 60/A-b maddesine göre değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.07.2009 gün ve E:2009/21-309, K:2009/322 sayılı kararı da bu doğrultudadır.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 9.3.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.