Esas No: 2018/3446
Karar No: 2022/934
Karar Tarihi: 27.01.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2018/3446 Esas 2022/934 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İskenderun 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir karar incelenmiştir. Sanık, uyuşturucu madde ticareti ve kenevir ekme suçlarından önceki hükümde direnmek suretiyle mahkûmiyet almıştır. Bozma kararı doğrultusunda yapılan inceleme sonucu verilen karar şeklen direnme gibi görünse de esasen Dairemizce temyiz incelemesi yapılması gereken ilk karar niteliğindedir. Sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçu nedeniyle verilen hükmün A bendinin düzeltilerek onanması kararlaştırılmıştır. Ancak hüküm fıkrasının A bendinde yer alan “çevrilmesine, (Sanığa bu hususta bizzat ihtarat yapılamadı)” ibaresi çıkarılarak yerine “çevrileceğinin ihtarına,” ibaresinin eklenmesi gerektiği belirtilmiştir. Sanık hakkında kenevir ekme suçu nedeniyle verilen hüküm bozulmuştur. Detaylı olarak incelenen kanun maddeleri ise şöyledir: 2313 sayılı Kanun'un 27. maddesi, 5728 sayılı Kanun, 5607 sayılı Kanun'un 19. maddesi, TCK'nın 53. maddesi, Anayasa Mahkemesi'nin 08/10/2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı, 7242 sayılı Kanun’un 10.maddesi ve CMK’nın 231. maddesi.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : İSKENDERUN 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Suçlar : Uyuşturucu madde ticareti yapma ve kenevir ekme
Hüküm : Önceki hükümde direnmek suretiyle mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun kararlılık gösteren içtihatlarına göre, bozma kararı doğrultusunda uygulama yapmak, bozmadan sonra yapılan inceleme, araştırma ve yeni kanıtlara dayanarak hüküm kurmak, bozma nedeni veya nedenlerini tartışmak, ilk kararda yer almayan yeni ve değişik gerekçelere dayanmak, niteliği itibarıyla direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir karar olması,
Mahkemece, Dairemizin 05/05/2014 tarihli, 2014/8267 esas ve 2014/3522 karar sayılı bozma ilamından sonra ihbarcının kimliği araştırılarak, direnme kararında bozma nedeni de tartışılarak, bozmadan önceki kararda tartışılmayan hususları tartışarak ilk karardan farklı gerekçeye yer vermek suretiyle verilen karar şeklen direnme gibi görünse de; esasen Dairemizce temyiz incelemesi yapılması gereken ilk karar niteliğinde olduğundan, direnme kararının bozmaya eylemli uyma olarak kabulü ile temyizen inceleme görevi Dairemize ait olmakla yapılan incelemede;
Muhbirin rızası olmaksızın kimliğinin açıklanamayacağına ilişkin 2313 sayılı Kanun'un 27. maddesinin 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun'la yürürlükten kaldırıldığı, daha sonra 5607 sayılı Kanun'un 19. maddesinin 4. fıkrasının 11.04.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6455 sayılı Kanun'la değiştirilerek benzer düzenleme yapıldığı, suç tarihinde muhbirin rızası olmaksızın kimliğinin açıklanamayacağına ilişkin hüküm bulunmadığı dikkate alındığında; muhbirin tanık olarak dinlenmemesine ilişkin mahkemenin gerekçesi yerinde olmamakla birlikte; olay tutanağı, tanıkların beyanları, sanık ve hakkındaki mahkûmiyet hükümleri kesinleşen diğer sanığın savunmalarına göre muhbirin dinlenmemesi sonucu etkili görülmemiştir.
Adli emanetin 2020/740 sırasında kayıtlı terazi hakkında mahkemesince karar verilmesi mümkün görülmüştür.
A) Sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükmün incelenmesi:
Bozmaya uyulduğu,yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106/3. maddesinde, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 6545 sayılı Yasanın 81. maddesiyle yapılan değişiklikle adli para cezalarının ödenmemesi halinde hapse çevrileceğinin ihtarına karar verilmesi gerekirken ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine karar verilmesi,
2- Hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08/10/2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ve 15/04/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10.maddesi ile yapılan değişiklik nedeniyle TCK’nın 53.maddesinin uygulanması ile ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan 5320 sayılı Kanun’un 8/1 ve 1412 sayılı CMUK'un 321. maddeleri gereğince hükmün BOZULMASINA; ancak bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
1- Hüküm fıkrasının A bendinin 7. paragrafında yer alan “çevrilmesine, (Sanığa bu hususta bizzat ihtarat yapılamadı)” ibaresi çıkarılarak yerine “çevrileceğinin ihtarına,” ibaresinin eklenmesi,
2- TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi'nin 08/10/2015 tarihli iptal kararı ve 15/04/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile yapılan değişiklikler gözetilerek sanık hakkında, TCK'nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması,
Suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B) Sanık hakkında kenevir ekme suçundan kurulan hükmün incelenmesi:
2313 sayılı Kanun’un 23/5. maddesinde 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile yapılan değişiklik, sanığın eyleminin 2313 sayılı Kanun’un 23/5. maddesinin 1. cümlesi kapsamında kalması nedeniyle aleyhe olduğundan, bu husunun gerekçeli kararda tartışılmaması sonucu etkili görülmemiştir.
Bozmaya uyulduğu, yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Suç konusu 11200 kök kenevirin miktarına bağlı olarak oluşturduğu tehlikenin ağırlığı nedeniyle temel cezanın alt sınır daha fazla aşılarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Hükmolunan hapis cezasının kısa süreli olmaması nedeniyle TCK’ nın 53/4. maddesi uygulanamayacağından, sanık hakkında TCK’nın 53. maddesininde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Daha lehe olması nedeniyle CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bıralmasının uygulanıp uygulanmayacağının, TCK’nın 51. maddesinde düzenlenen ertelemeden önce tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
4- Sanığın sabıkasız oluşu ve suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık nedeniyle yeniden suç işlemeyeceği yönünde yeterli olumlu kanaat oluştuğu belirtilerek sanığın cezası ertelendiği halde, “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının caydırıcılığının daha az olduğundan” bahisle yasal ve yeterli olmayan, ayrıca ertelemenin gerekçesi ile çelişen bir gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına takdiren yer olmadığına karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanunun 8/1. ve 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddeleri uyarınca sonuç ceza yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına,
27.01.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.