Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/20687 Esas 2019/7375 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/20687
Karar No: 2019/7375
Karar Tarihi: 18.06.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/20687 Esas 2019/7375 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı kurum ile yapılan Özel Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesi kapsamında yapılan işlemler için tarafımızdan faturalandırılan tutarların ödenmediği iddiası ile açılan menfi tespit davası sonucunda, mahkeme davacı lehine karar verdi. Ancak davalı tarafından temyiz edilen karar bozuldu. Yeni bir bilirkişi heyeti raporu hazırlanarak, davacı tarafından yapılan işlemlerin sözleşme ve mevzuat hükümlerine uygunluğu değerlendirilmeli ve tarafların iddia ve savunmaları dikkate alınarak bir karar verilmelidir. Kararda bahsedilen kanun maddeleri belirtilmemiş.
13. Hukuk Dairesi         2016/20687 E.  ,  2019/7375 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    K A R A R
    Davacı, davalı kurum ile aralarında Özel Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesi tanzim edildiğini, bu sözleşme kapsamında 29.09.2014 tarihinde ... isimli sigortalının müracaatı ile yapılan muayenesinde kalbinden rahatsız olduğu anlaşıldığından P 700 820 selektif koroner anjiyografi ve ventrikülografi veya arortografi işlemi yapıldığını, davalı kurumun, “işlem sonuçları var” gerekçesi ile tahakkuk eden 57,24 TL alacağı ödemediğini, 16.9.2014 tarihinde İlker Coşkun isimli sigortalının müracaatı ile yapılan tedavi neticesinde tahakkuk eden 131,76 TL"yi "doppler sonucu görülmesi gerektiğinden" gerekçesi ile ödemediğini, 18.11.2014 tarihinde ... ... isimli sigortalının müracaatı ile p 802 350 aorto femoro popliteal arteriografi işlemi yapıldığını, bu işlemle ilgili olarak tahakkuk eden 448,20 TL"nin "yapılan işlem ve endikasyonu anlaşılamadı" gerekçesi ile ödemediğini, davalı ile yapılan görüşmelerde hastaya kısa süre önce başka bir sağlık merkezinde keratid anjio işlemi yapıldığı ve tarafımızca yapılan işlemin gereksiz olduğunun belirtildiğini, davalı kurumun 2007/46 sayılı genelgesinin 6. maddesine göre Eylül 2014 dönemine ait 189,00 TL (57,24+131,76) fatura tutarına tekabül eden cezai şart miktarının 2.302,42 TL ve Ekim 2014 dönemindeki 448,20 TL fatura tutarına tekabül eden cezai şart miktarının 2.611,47 TL olduğunu, ancak uygulanan cezai şartın yerinde olmadığını, bu nedenle davalı kurum tarafından tahakkuk ettirilen toplam 4.913,89 TL cezai şartın iptali ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne, davacının borçlu olmadığının tespiti ile cezai şart olan 4.913,89 TL"nin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, taraflar arasında imzalanan Özel Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesi ve Sağlık Uygulamaları Tebliğine aykırılık gerekçesi ile davalı kurum tarafından uygulanan cezai işlemin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, sigortalıların yapılan tetkik ve tahlil işlemlerinin hayati öneme haiz ve tıbben gerekli işlemler olduğu, bu nedenle davacı tarafından faturalandırılan işlemlerin ödenmesi gerektiği kanaatine varılmış ise de; alınan raporda, davacı hastane tarafından yapılan işlemlerin, taraflar arasındaki sözleşme ve ilgili mevzuat hükümlerine aykırılık veya uygunluk durumunun değerlendirilmediği ve herhangi bir gerekçe gösterilmeden sadece yapılan işlemlerin hayati öneme haiz olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak, hasta dosyaları ve kurum kayıtları incelenip, davacı hastane tarafından yapılan işlemlerin taraflar arasında imzalanan sözleşme ve ilgili mevzuat hükümlerine aykırılık teşkil edip etmediği hususu açıklatılmalı, tarafların iddia ve savunmaları da dikkate alınarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece, değinilen bu yönler gözardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.