Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/14831
Karar No: 2022/909
Karar Tarihi: 27.01.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/14831 Esas 2022/909 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2021/14831 E.  ,  2022/909 K.

    "İçtihat Metni"

    Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki İstanbul 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/12/2019 tarihli ve 2019/702 esas, 2019/1400 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 22/06/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
    1- Şüpheli ... hakkında, 24/08/2012 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 02/10/2012 tarihli ve 2012/126963 soruşturma, 2012/53953 esas, 2012/26442 sayılı iddianamesi ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1-2 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle İstanbul 10. Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
    2- İstanbul 10. Ceza Mahkemesinin 27/11/2013 tarihli ve 2012/1722 esas, 2013/1868 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın 03/01/2014 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği, infazı için Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
    3- Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 13/03/2015 tarihli ve 2015/5866 DS sayılı çağrı yazısının doğrudan şüphelinin MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 09/04/2015 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine gore tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunun 07/05/2015 tarihli kararı ile yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle dosyanın kapatılmasına karar verildiği,
    4- Dosyanın devredildiği İstanbul 66. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/10/2015 tarihli ve 2015/258 esas, 2015/972 sayılı kararı ile; sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5.maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, karar verildiği, kararın 21/12/2015 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
    5- Sanığın denetim süresi içerisinde 20/11/2017 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan İstanbul 42. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/04/2019 tarihli ve 2018/750 esas, 2019/326 sayılı kararı ile cezalandırıldığının ihbar edilmesi üzerine;
    Dosyanın devredildiği İstanbul 16. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 19/12/2019 tarihli ve 2019/702 esas, 2019/1400 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 17/01/2020 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
    Anlaşılmıştır.
    B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
    “Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanun'un 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına dair İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 27/11/2013 tarihli ve 2012/1722 esas, 2013/11868 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmadığından bahisle 5237 sayılı Kanun’un 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin İstanbul 66. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/10/2015 tarihli ve 2015/258 esas, 2015/972 sayılı kararının 21/12/2015 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 20/11/2017 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde satın almak suçundan mahkum edildiğinin ihbar edilmesi üzerine hükmün açıklanmasına, sanığın 5237 sayılı Kanun’un 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/12/2019 tarihli ve 2019/702 esas, 2019/1400 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre,
    1- Tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infaz işlemleri, infazın yapıldığı tarihteki kurallara göre yapılacağından, 6545 sayılı Kanun ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesinde yapılan ve ısrar teriminin de içinde yer aldığı değişikliklerin yürürlüğe girdiği, 28/06/2014 tarihinden sonra yapılan infaz işlemlerinde, sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için; sanığa tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı için tebligat yapılması, uymaması halinde, "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanık hakkında dava açılması gerektiği, somut olayda ise, Mahkemece sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildikten sonra Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce gönderilen ilk çağrı davetiyesinin 09/04/2015 tarihinde sanığın mernis adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, ancak sanığın kuruma müracaat etmemesi üzerine, kaydın kapatılarak dava açılması üzerine yargılamaya devam edilerek mahkûmiyetine karar verilmesinde,
    2- Sanığın cezalandırılmasına konu eylemin suç tarihinin 24/08/2012 olduğu, fiilin işlendiği tarihte yürürlükte olan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesinde bu eylem için öngörülen cezanın alt sınırının 1 yıl hapis cezası olması karşısında, suç tarihinden sonra 6545 sayılı Kanun ile değiştirilen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesi uyarınca 2 yıl temel ceza belirlenerek, sanık hakkında fazla cezaya hükmolunmasında, İsabet görülmemiştir.” denilerek İstanbul 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/12/2019 tarihli ve 2019/702 esas, 2019/1400 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
    C-) Konunun Değerlendirilmesi:
    Sanık ... hakkında, 24/08/2012 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 27/11/2013 tarihli ve 2012/1722 esas, 2013/11868 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmadığının bildirilmesi üzerine İstanbul 66. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/10/2015 tarihli ve 2015/258 esas, 2015/972 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Kanun’un 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 21/12/2015 tarihinde kesinleşmesini takiben, sanığın denetim süresi içerisinde 20/11/2017 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkûm edildiğinin ihbar edilmesi üzerine İstanbul 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/12/2019 tarihli ve 2019/702 esas, 2019/1400 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına, sanığın 5237 sayılı Kanun’un 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
    1- 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesinde; “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” düzenlemesi ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntemin benimsendiği dikkate alındığında; tebligatın öncelikle bilinen en son adrese, MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği, somut olayda, Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce çağrı davetiyesinin doğrudan sanığın MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 09/04/2015 tarihinde MERNİS adresinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, doğrudan MERNIS adresine yapılan tebligatın usulsüz olduğu,
    2- Tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infaz işlemleri, infazın yapıldığı tarihteki kanuni düzenlemelere göre yapılacağından, 6545 sayılı Kanun ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesinde yapılan değişikliklerin 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe girdiği, 28/06/2014 tarihinden sonra yapılan infaz işlemlerinde, kovuşturma şartı olan ısrar şartının gerçekleşmesi gerektiği, sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için; sanığa tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı için tebligat yapılması, uymaması halinde, "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanığın yükümlülüklere uymamakta ısrar etmiş sayılacağı, somut olayda ise, Mahkemece sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildikten sonra Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce gönderilen ilk çağrı davetiyesinin 09/04/2015 tarihinde sanığın MERNİS adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, sanığın müdürlüğe başvurmaması üzerine kaydın kapatıldığı anlaşıldığından, ısrar şartının gerçekleşmediği gözetilmeden yargılamaya devam edilerek mahkûmiyetine karar verilmesi,
    Kabule göre de;
    3- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 193/2. maddesinde yer alan, "(Ek fıkra: 25/05/2005-5353 S.K./28.mad) Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir." şeklindeki ve anılan Kanun'un 195/1. maddesinde yer alan, "Suç, yalnız veya birlikte adlî para cezasını veya müsadereyi gerektirmekte ise; sanık gelmese bile duruşma yapılabilir. Bu gibi hâllerde sanığa gönderilecek davetiyede gelmese de duruşmanın yapılacağı yazılır." şeklindeki düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde,
    belirtilen ayrık durumlar dışında sanığın sorgusu yapılmadan hüküm kurulmasının mümkün olmadığı gözetilmeden, sanık savunması alınmadan savunma ... kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi,
    4- Sanığın cezalandırılmasına konu eylemin suç tarihinin 24/08/2012 olduğu, fiilin işlendiği tarihte yürürlükte olan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesinde bu eylem için öngörülen cezanın alt sınırının 1 yıl hapis cezası olması karşısında, suç tarihinden sonra 6545 sayılı Kanun ile değiştirilen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1. maddesi uyarınca 2 yıl temel ceza belirlenerek, sanık hakkında fazla cezaya hükmolunması, da kanuna aykırıdır.
    Sonuç olarak; kovuşturma şartı olan ısrar şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından; açılan kamu davası hakkında durma kararı verilerek sanık hakkındaki denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi, denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması halinde yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi, kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
    D-) Karar:
    Açıklanan nedenlerle; kovuşturma şartı olan ısrar şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından açılan kamu davasında durma kararı verilerek sanık hakkındaki tedavi ve denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi, denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması halinde yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi, kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, İstanbul 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/12/2019 tarihli ve 2019/702 esas, 2019/1400 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
    27/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi