11. Hukuk Dairesi 2014/14369 E. , 2015/2137 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12/06/2014 tarih ve 2010/1614-2014/189 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ..."nın müvekkili şirket bünyesinde 01/05/1989 - 28/07/2010 tarihleri arasında çalıştığını, iş çıkışı olan 28/07/2010 tarihinden hemen sonra yine müvekkili şirkette çalışmış olan ..., ...., .... ve ... ile birlikte davalı şirketi kurduklarını, dolayısıyla davacı şirket ile davalı şirketin faaliyet konularının aynı olduğunu, davalı ..."nın müvekkili şirkette 21 sene çalışmış olması sebebiyle müvekkili şirketin müşterileri ile temas kurabilecek nitelikte olduğunu, müvekkili şirketin ... ve .... ( .....) ile 21 sene çalışmış olması sebebiyle elde ettiği bilgileri de kullanarak müşteriler ile tanışıklığını da kullanarak anlaşma yaptığını, bu sebeple müvekkilinin yıllardır hizmet verdiği müşterilerini kaybettiğini, müvekkili şirketin ... ve ... ile yapmış olduğu sözleşmeler kapsamında cirolarının oldukça yüksek olduğunu, davalıların bu şirketlerle yaptığı sözleşme sebebiyle müvekkili şirketin büyük kayıplar yaşadığını, çalışmakta olan işçilerin işlerine son verdiklerini, ..."nın müvekkili şirketten elde ettiği bilgileri kullanarak şirketi zarara uğrattığını, davalıların eylemlerini TTK"nın 56. maddesine göre haksız rekabet teşkil ettiğini, bu kapsamda davalıların büyük oranda zenginleştiğini ileri sürerek, haksiz rekabetin önlenmesine, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile şimdilik 100.000,00 TL maddi tazminat ile 400.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan faizleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davalı ..."nin davacı şirket bünyesinde uzun yıllar çalıştığını, BK"nın 348. maddesi kapsamında rekabet yasağına ilişkin yazılı herhangi bir sözleşme bulunmadığını, BK"nın 348. maddesi, yazılı sözleşme bulunmaması halinde akdin sona ermesinden sonra işçinin kendi namına iş yapmasına izin verdiğini, müvekkillerinin Ticaret Kanunu kapsamında haksız rekabet olarak nitelendirebilecek herhangi bir eylem ve işleminin bulunmadığını, müvekkilinin 21 yıllık tecrübesini kendi işletmesinde dürüstlük kuralları çerçevesinde kullandığını, aksinin kabulü halinde bir işte çalışmış olan kişinin hayatı Boyunca aynı konuda faaliyet yapamayacağı sonucunu doğuracağını, müvekkilinin hakikata
aykırı, kötüleyici, yanlış nitelikli beyanlarının bulunmadığını, çalışanın çalıştığı süre içerisinde müşteriyi tanıması hatta ticari sırlara vakıf olması önceki iş vereni ile rekabette bulunmasına engel teşkil etmeyeceğini, bu durum önceki iş verene zarar vermiş olsa dahi hukuka aykırı olmadığını, haksız rekabet oluşabilmesi için şirketin sırlarının hukuka aykırı bir şekilde elde edilmesi ve bunlardan haksız bir şekilde faydalanılması gerektiğini, müvekkilinin hukuka aykırı elde ettiği ve haksız kullandığı bir ticari sırrın söz konusu olmadığını, davacının katıldığı ihalelerin kamuya açık olduğunu, ddavacının herhangi bir zararının söz konusu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı ..."nın yaklaşık 21 yıl davacı şirkette çalıştığı, işten ayrıldıktan sonra bir kısım arkadaşları ile birlikte davalı şirketi kurdukları ve davalı şirket ile davacı şirketin aynı konuda faaliyet gösterdiği, işçinin işinde zamanla kazanmış olduğu ve kendisinin ayrılmaz bir parçası haline gelen mesleki bilgiler ve tecrübeler sır kapsamında değerlendirilemeyeceği, zira bu durum hayatın normal akışı içerisinde gerçekleştiği, ortada iğfal suretiyle ele geçirilen herhangi bir sırrın bulunmadığı, hüsnüniyet kurallarına aykırı bir şekilde elde edilen veya öğrenilen bir bilgi bulunmadığı gibi bunlardan haksız yere faydalanıldığına dair dosyada bir bilgi de olmadığı, BK"nın 348. maddesi kapsamında taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, davalı şirket ile davalı ..."nin bahsi geçen sözleşmelere rekabet ortamında girdikleri ve dava dışı şirketlerin daha karlı olması sebebiyle davalılar ile sözleşme imzaladıkları, davalıların bu sözleşmeleri imzalamadan önce davacı şirketin ihaleler için vereceği teklif miktarını öğrendiklerine dair dosyada bir bilgi de bulunmadığı, sadece davalı ..."nin daha önce davacı şirkette çalıştığından bahisle iş bu davanın açıldığı, diğer bir ifade ile iş verenin hizmetinde çalışan bir işçinin çalışma süresince doğal olarak edinmiş olduğu bilgi birikimini ve teknik gelişmesini yeni çalıştığı şirkette veya kendi adına kuracağı bir işletmede kullanması bu bilgi ve tecrübelerden faydalanması kişisel gelişim kapsamında değerlendirildiğinde haksız rekabetin konusu olamayacağı, bu takdirde bir iş yerinde çalışan kişinin iş yerinden ayrıldıktan sonra yılların getirmiş olduğu tecrübe ve birikimi geri kalan ömrü süresince kullanamayacağı sonucunu doğuracağı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 18/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.