Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/7252 Esas 2019/192 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/7252
Karar No: 2019/192
Karar Tarihi: 10.01.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/7252 Esas 2019/192 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2018/7252 E.  ,  2019/192 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Ecrimisil


    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    ... A R A R

    Davacı vekili; müvekkilinin iştirak halinde malik olduğu dava konusu 1056, 1057, 1058, 1059, 1060, 1064, 1065 ve 1066 parsel sayılı taşınmazlara davalının tecavüzde bulunduğunu ileri sürerek dava tarihinden geriye dönük 5 yıllık ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur .
    Mahkemece, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir .
    Dava; ecrimisil istemine ilişkindir.
    Dosya kapsamı ve toplanan delillerden muris..."ın 13.04.1986 tarihinde vefat ettiği, geriye mirasçıları olarak eşi dava dışı... ve kızı davacımız ..."nin kaldığı; dava konusu taşınmaza belirtilen mirasçıların elbirliğiyle mülkiyet esaslarına göre malik olduğu anlaşılmıştır .
    Kural olarak elbirliği mülkiyetine konu olan hallerde tüm mirasçıların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Çünkü bu gibi hallerde 11.10.1982 gün 3/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekir. Muvafakat duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunmakla veya imzası noterce onaylı muvafakat belgesi ibraz edilmesi suretiyle yahut davacılar adına davayı takip eden avukata vekalet verilmesi ile sağlanabilir. Bu yolda ortakların tümünün muvafakati sağlanamazsa Türk Medeni Kanunu"nun 640. maddesi hükmü uyarınca miras bırakanın terekesine görevli mahkemece temsilci atanması için davacıya süre verilir. Dava hakkına ilişkin olan bu hususun hakim tarafından kendiliğinden öncelikle nazara alınması gerekir. Ancak ne var ki, ecrimisil alacağı bölünebilir hak niteliğinde her bir mirasçı kendi hissesine düşen alacağı isteyebilir.
    Mahkemece, ecrimisilin bölünebilir hak olduğu ve elbirliğiyle maliklerden herhangi birisinin kendi payına hasren talepte bulunabileceği de gözetilmek suretiyle işin esası yönünden bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi yönünde hüküm tesisi doğru görülmemiştir .
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK’un 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 10.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi .




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.