Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/1324
Karar No: 2010/1986
Karar Tarihi: 25.02.2010

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/1324 Esas 2010/1986 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2010/1324 E.  ,  2010/1986 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.03.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.04.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili ve davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    _K A R A R_

    Davacı, dava dışı ...’in ... 1.Noterliğinde düzenlenen vasiyetname ile malvarlığının 1/4 hissesini tarafına vasiyet ettiğini, mirasçı davalı ...’ın vasiyetnameden haberdar olmasına rağmen muvazaalı olarak 41 parsel sayılı taşınmazı davalı ...’ya, onun da davalı ...’na tapuda satış yoluyla devrettiğini ileri sürerek, 41 parsel sayılı taşınmazın 1/4 payının iptali ile adına tescilini istemiştir.
    Davalı Şehmuz, taşınmazı tapu kaydına güvenerek satın aldığını ve edinme tarihinde taşınmazda şerh bulunmadığını, davanın reddini savunmuş, diğer davalılar cevap vermemişlerdir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü davalılardan ... ve ... temyiz etmiştir.
    Dava, tapu iptali tescil istemine ilişkindir.
    Hukukumuzda, kişilerin satın aldığı şeylerin ileride kendilerinden geri alınabileceği endişesi taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle satın alan kişinin iyiniyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bir tanımlama yapmak gerekirse iyiniyetten maksat “hakkın doğumuna engel olacak bir hususun hak iktisap edilirken kusursuz olarak bilinmemesidir.”
    Belirtilen bu ilke, TMK.nun 1023. maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024. maddesinde de "bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde vurgulanmıştır. Ne var ki; tapulu taşınmazların intikallerinde huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin iyiniyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Çünkü, Türk Medeni Kanununun 1024. maddesi uyarınca bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmişse bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişilerin yolsuz olan bu tescile dayanma olanakları yoktur ve yasa ve uygulamadaki deyimiyle bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan ve hukuki sebepten yoksun bulunan tesciller yolsuz tescil sayılacağından hakkı zedelenen üçüncü kişinin iyiniyetli olmayan malike karşı doğrudan doğruya şahsi hakkına dayanması mümkündür.
    Somut olaya gelince;
    Dava konusu 41 parsel sayılı taşınmazın 55/1900 payı ... Vaneli’ye ait iken davalı ... intikal nedeni ile 22.11.2004 tarihinde malik olduğu taşınmazı, aynı tarihte davalı ...’e, ... de 01.12.2004 tarihinde satış yoluyla davalı ...’na devretmiştir. Dava konusu taşınmazın tapu kaydında herhangi bir kısıtlayıcı şerh bulunmamaktadır. ... Noterliği’nin 23.01.1980 tarihli vasiyetnamesi uyarınca ... Vaneli maliki bulunduğu tüm taşınmazlardaki 1/4 payını davacıya vasiyet etmiştir. Anılan vasiyetname, ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2003/1377 Esas, 2004/814 Karar sayılı dosyasının 07.07.2004 günlü oturumunda davalı ...’ya okunduğundan, vasiyetnameden haberdar olmuştur. Miras yoluyla mülkiyeti kazanan ...’nın vasiyetnameden bilgi sahibi olmasından sonra taşınmazı 21.11.2004 tarihinde ...’e satışında mal kaçırma amacıyla hareket ettiği yolundaki mahkeme gerekçesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Ne var ki, davalı ...’in 01.12.2004 tarihinde davalı ...’a yaptığı satışta aynı kasıtla hareket ettiğini kabul etmek mümkün değildir. ...’un yolsuz tescil ile malik olduğunu kabul edebilmek için, malik olduğu tarihte, muris ... tarafından vasiyet yoluyla davacıya taşınmazın intikalini sağlamak amacıyla yapılan 23.01.1980 tarihli vasiyetnameden bilgisi olması gerekir. Dinlenen davacı tanıkları, davalı ...’un vasiyetnameden haberdar olduğuna ve taşınmazı yolsuz olarak edindiğine ilişkin bilgi vermemişlerdir. Bu nedenle, davalı ...’u TMK’nun 1023. maddesi uyarınca taşınmazı iyiniyetle edindiğini kabul etmek ve bu temlikin korunması için davanın reddi gerekir.
    Mahkemece, bu hususlar bir yana bırakılarak davanın reddi yerine kabulü doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 25.02.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi