Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmaların tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava, davacının davalı işyerinde 01.02.2007-01.09.2007 tarihleri arasında geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir. Mahkemece davacının 01.02.2007-23.08.2007 tarihleri arasında davalı işyerinde kesintisiz çalıştığının kabulü ile Kuruma bildirilmeyen sürenin tesbitine karar verilmiştir. Somut olayda davacı Ataköy 7-8 Kısım A-28 ve A-29 Blok Yöneticiliğinin kendisini işe aldığını ileri sürerek A-28, A-29 Blok Yöneticiliği 7-8 Kısımı hasım göstermek suretiyle dava açmış ve tebligat A-29 Blok kapıcısına haber verilerek Tebliğat Kanunun 21. maddesine göre yapılarak yargılamaya devam edilip dava sonuçlandırılmıştır Davanın hasımda değil temsilcide yanılma sonucu açılması halinde reddedilmeyip davanın, gerçek temsilciye yöneltilmesi gerektiği, Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, Ataköy 7- 8 Kısım A-28, A-29 Blokları ile ilgili Kat Mülkiyeti Kanuna göre bir yönetimin bulunup bulunmadığı, A-28 ve A-29 Bloklarının birlikte yönetilip yönetilemediği anlaşılamamaktadır. Yapılacak iş ;A-28. A-29 Bloklarının yöneticiliklerinin tespit edilip, davacının güvenlik görevlisi olarak çalıştığı da dikkate alınarak her iki bloğun ortak yönetildiğinin anlaşılması halinde dava dilekçesinin tespit edilen yöneticiliğe, ayrı ayrı yönetim tarafından yönetildiğinin tespit edilmesi halinde ise her iki yöneticiliği de davada taraf olarak gösterip, dava ve düzeltme dilekçesi tebliğ edilerek, taraf teşkilini sağlamak, yöneticiliğin varsa göstereceği delilleri toplayarak tüm deliller bir arada değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir, Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalı SGK vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına 08.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.