14. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/1022 Karar No: 2010/1982 Karar Tarihi: 25.02.2010
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/1022 Esas 2010/1982 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2010/1022 E. , 2010/1982 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 25.07.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında yüzölçümü miktarının düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın pasif dava ehliyeti yokluğundan reddine dair verilen 18.03.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı 108 ada 91 parsel sayılı taşınmazının yüzölçümünün tapu kaydında yazılı olan miktardan fazla olduğunu ileri sürerek düzeltilmesini talep etmiştir. Davalılar davanın reddini savunmuşlar, mahkemece istemin tapu iptali ve tescil davası ile çözümlenebileceği, tapu sicil müdürlüğünün davada pasif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Hükmü davacı temyiz etmiştir. Çapa bağlanmış taşınmaz malların yüzölçümü kural olarak çap kaydının uygulanması ile belirlenir. Ancak, taşınmazın kadastro tespiti sırasında veya sonradan yapılan işlemler nedeniyle ölçü, tersimat ve hesaplamalardan doğan fenni hatalar ve bundan kaynaklanan yüzölçümü hatası varsa bunun düzeltmesi 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesine göre re’sen veya ilgilinin müracaatı üzerine kadastro müdürlüğünce yapılabilir. Kadastro müdürlüğünün yaptığı işlem üzerine bu işlemin iptali için de sulh mahkemelerinde dava açılma olanağı vardır. Ancak, bu şekilde ölçü tersimat ve hesaplamadan kaynaklanan bir hata iddiası değilde kendi mülkiyeti kapsamında olduğu ileri sürülen yerin bir başka taşınmazın kapsamında kaldığı iddiası var ise bu durumda da 3402 sayılı yasanın 12/3 maddesinde öngörülen süre içerisinde tapu iptali tescil davası açılmalıdır. Somut olayda ise; davacı tarafından ölçüm hatası yapıldığı ileri sürülmüş anılan yasanın 41.maddesine dayanılarak işlem yapılmak üzere kadastro müdürlüğüne başvurulmamış, doğrudan mahkemede dava açılmıştır. Yasada öngörülen işlem basamakları yerine getirilmeden doğrudan açılan davanın dinlenme olanağı yoktur. Mahkemece, açıklanan bu hususlar ve HUMK’nun 7. maddesi hükmü gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yukarıda yazılı nedenlerle reddi doğru olmamış ise de verilen karar sonucu itibari ile doğru bulunduğundan HUMK"nun 438/son maddesi uyarınca hükmün gerekçesinin yazılı olduğu şekilde değiştirilerek ve düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının reddi ile hükmün gerekçesinin değiştirilerek ve DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 25.02.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.