10. Hukuk Dairesi 2008/21240 E. , 2010/5783 K.
"İçtihat Metni"........
Dava, iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan ödemeden oluşan Kurum zararının rücuan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı Kurum, 14.10.2003 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu ölen sigortalı ....... hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan ödemeden oluşan sosyal sigorta yardımlarının, 506 sayılı Kanun’un 10 ve 26’ncı maddeleri uyarınca, davalılardan rücuan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalılardan ...’ün işveren olmadığının anlaşılması nedeniyle hakkındaki davanın reddine, davalı işveren ...’nun kusuru %50, 506 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesi uyarınca sorumluluğu %65, zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalını kusuru %30 alınmak, ayrıca olayın oluşumunda %20 kaçınılmazlık bulunduğu değerlendirilmek ve Anayasa Mahkemesi’nin 506 sayılı Kanun’un 26’ncı maddesine yönelik iptal kararı gözetilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; davalı işveren ...’na ait zemin ve bir normal kattan oluşan bina inşaatının dış sıvasını yapan sigortalı işçi ...... bina çatısında saçak demir kalıplarını söktüğü sırada, elindeki kalıp demirinin inşaata 1,5 metre mesafede bulunan elektrik nakil hattına dokunmasıyla akıma kapılarak öldüğü anlaşılmaktadır. Alınan her iki bilirkişi kusur raporunda da; “sökmekte olduğu malzemenin enerji nakil hattına temas etmemesi için gerekli dikkat ve özeni göstermediği” gerekçesiyle sigortalıya %30 kusur izafe edilmiş, 27.08.2007 tarihli raporda, “teknik eleman denetim ve gözetiminin bulunmaması, nakil hattının yalıtkan tahta perde ile kapatılmaması, emniyet kemeri, ayakkabı, eldiven gibi kişisel koruyucu ekipmanların işçiye verilmemesi” gerekçesiyle davalı işverenin kusuru %70 olarak belirlenmiştir. Ancak mahkemece hükme esas alınan 09.04.2008 tarihli bilirkişi kusur raporunda “yapılan işin sıva işi olması nedeniyle teknik eleman bulundurulmasına gerek olmadığı ve çalışmaya başlanmadan önce enerji nakil hattının uygun bir yere naklinin yapılmasının sağlanması gerektiği” gerekçesiyle işverenin kusurunun %50 olduğu, gerekçesiz olarak da olayın oluşumunda %20 kaçınılmazlık bulunduğu belirtilmiştir.
./..
-2-
506 sayılı Kanun’un 26/1’inci maddesinde düzenlenen işveren sorumluluğu, “kusur sorumluluğu” niteliğinde olup, anılan maddede işveren sayılan sınırlı durumlardan; yani kastı veya işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi veya suç sayılabilir bir hareketinden sorumlu tutulmuştur.
İş kazası ve meslek hastalıklarının büyük bölümü işverenler tarafından iş sağlığı ve iş güvenliği konusundaki mevzuat hükümlerine uyulması ile önlenebilecek niteliktedir. Ancak kaçınılmaz dış etkenler ve kötü rastlantılar nedeniyle işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda hukuki ve teknik tüm gerekler yerine getirildiği halde iş kazası veya meslek hastalığı gerçekleşebilmektedir ki; bunlar “kaçınılmazlık” olarak değerlendirilmektedir. Bu bağlamda; kaçınılmazlık, olayın meydana geldiği tarihte bilimsel ve teknik kurallar ve olanaklar gereğince alınacak tüm önlemlere rağmen zararın kısmen veya tamamen meydana gelmesi durumu olarak tanımlanabilir. Bu gerçekten hareketle 506 sayılı Kanun’un 26/1’inci maddesine 06.08.2003 tarih ve 4958 sayılı Kanun’un 28’inci maddesi ile; “İşçi ve işveren sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır” hükmü eklenmiştir. Bu düzenleme gereği; kaçınılmazlığın varlığı durumunda işverenin rücu tazminatı sorumluluğunu aynı oranda sınırlandırması gerekecektir.
İş kazalarında kaçınılmazlıktan bahsedebilmek için işverenin kazanın oluşmaması için alabileceği tüm önlemleri almasından sonra işin doğası gereği kendiliğinden veya doğa güçleri gibi beklenmeyen etkiler nedeniyle ortaya çıkan bir kısım olumsuz etkenler bulunması gerekir. Başka bir deyişle; kaçınılmazlık işin doğasında kaynaklanan, önlenemez ve beklenmedik bir durumdur. Önlem alınarak önüne geçilebilecek olaylarda kaçınılmazlıktan söz edilemez.
Somut olayda; inşaata çok yakın geçen bir enerji nakil hattı bulunmaktadır. Binalara düşey mesafedeki nakil hatlarının arz ettiği tehlike önceden öngörülebilir ve alınacak tedbirlerle ortadan kaldırılabilir niteliktedir. ...... alınacak tedbirler sayılmıştır. Bu nedenle; artık davaya konu olayın oluşumunda kaçınılmazlıktan söz edilemeyeceğinden, Mahkemece; yeniden kazanın meydana geldiği iş kolunda, iş güvenliği ve işçi sağlığı konularında uzman bilirkişilerden oluşacak kuruldan, 506 sayılı Kanunun 26, 4857 sayılı Kanunun 77, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 ve devamı maddelerine uygun olarak düzenlenmiş kusur raporu alınarak, sigortalı ve işverenin kusur oran ve aidiyetlerinin yukarıda açıklanan esaslar dâhilinde gerçeğe uygun olarak tespiti gerekirken, eksik araştırma, inceleme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
......