Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1199
Karar No: 2019/3540
Karar Tarihi: 28.05.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/1199 Esas 2019/3540 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı, davacıya gönderilmeyen faturalar nedeniyle başlatılan icra takibinin haksız olduğunu iddia eden ve bu takibin tespiti için menfi tespit davası açan taraf olmuştur. Davacının ölümü nedeniyle mirasçılarına tebliğat yapılmış ve mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak mahkeme süresi dolmuş olan kişinin mirasını kabul etmeyen mirasçılarının da davada yer almaları gerektiği ve bu kişilerin varlığı durumunda tüm mirasçıların dava arkadaşı olduğu belirtilmiştir. Mahkeme kararı HMK'nin 55. Maddesi uyarınca ertelenmiş ve mirasçıların duruşmaya katılımı için süre verilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Hüküm özet olarak, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün bozulmasına ve davada yer almayan mirasçıların katılımı sağlanmadan yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediğine dairdir. Kararda HMK'nin 114/1-d, TMK'nin 28/1.m ve TBK'nin 43/1, 513/1 ve HMK'nin 150/1.m Maddeleri de yer almaktadır.
19. Hukuk Dairesi         2018/1199 E.  ,  2019/3540 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının usul bozmasına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - KARAR -
    Davacı vekili, davalının davacı hakkında faturaya dayalı alacağının tahsili iddiasıyla icra takibi başlattığını, faturaların davacıya gönderilmediğini, herhangi bir mal teslimi yapılmadığını, davalı şirket çalışanına yapılan ödemelerin kayıtlara alınmadığını ileri sürerek icra takibinden dolayı davalı şirkete borçlu olunmadığının tespitine, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, takibin kesinleştiğini, faturaların borçluya teslim edildiğini, unların teslim edilmediği iddiasına rağmen şirket elemanına ödemenin yapıldığı ileri sürülmesinin çelişki yarattığını, defter kayıtları ile alacağın ortaya çıkacağını savunarak davanın reddine, % 40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekilince temyizi üzerine Dairemizin 08/03/2016 tarih ve 2015/11877- 2016/4223 E-K sayılı ilamıyla;""HMK"nın 297/2 maddesi "Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." şeklinde hüküm içermektedir.Mahkemece hükümde "davanın kısmen kabul kısmen reddine" denildikten sonra 1. bentte miktar gösterilmeksizin ve davanın tümden kabulü anlamına gelecek şekilde "... takip dosyası itibariyle davacının davalı tarafa borçlu olmadığının tespiti ile menfi tespit talebi ve davasının kabulüne" denilmiş olması, kendi içinde çelişkili olduğu gibi HMK"nın 297. maddesine de aykırılık teşkil etmekte olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir..."" denilerek yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozma sonrası yapılan yargılama sırasında davacının ölümü nedeniyle mirasçılarına tebliğat yapılmıştır.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davalının ticari şirket olarak gerekli düzen ve özeni, uygulama ve belge yönünden sağlayıp mal teslimini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne,davacının icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine, %40 tazminata karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Yargılama süresince tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip bulunmaları gereği usul hukukunun temel ilkelerindendir ve dava şartıdır (HMK m.114/1-d). Yargılama sırasında taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen tarafın ehliyeti sona ereceğinden, (TMK. 28/1. M )ölen tarafın vekili varsa ölüm ile vekalet ilişkisi kural olarak sona erer. (TBK m.43/1, 513/1). Vekilin davaya devam etmesi mümkün olmayıp, sadece bu kişinin mirasçıları tarafından davaya devam edilebilir. Mahkemenin ölen tarafın mirasçılarının belirlenerek duruşmaya davet etmesi gerekir. Ölen tarafın mirasçılarının tamamı duruşmaya gelirse davaya onlar tarafından devam edilir. Bu halde, ölen tarafın mirasını reddetmeyen mirasçılarının, davayı mecburî dava arkadaşı olarak hep birlikte takip etmeleri gerekir.
    6100 sayılı HMK.’nun 55. Maddesi “taraflardan birinin ölümü halinde mirasçılar mirası kabul veya reddetmemiş ise bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hakim, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir. “ hükmüne haizdir.
    Mahkemece, davacının mirasçılarına usulüne uygun olarak tebligat yapılmalı, mirası reddetmeyen mirasçıların mecburi dava arkadaşı olarak davada yer almaları sağlanmalı, mirasçılardan bazısı duruşmaya gelmezse gelmeyen mirasçıların davaya muvafakatinin sağlanması, olmazsa gelen mirasçılara terekeye temsilci atanmasını sağlamak için süre verilmeli (TMK 640/3), mirasçılardan hiçbiri duruşmaya gelmezse, davalı tarafın isteğine göre terekeye temsilci atanması suretiyle taraf teşkilinin sağlanması veya davalı tarafın davaya devam etmek istemediğini belirtmesi durumunda ise dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekir. ( HMK 150/1. m) Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeden ve taraf teşkili sağlanılmaksızın , yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz isteminin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 28/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi