20. Hukuk Dairesi 2018/6393 E. , 2019/1753 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
...mahallesi eski 1 parsel sayılı 49.640,00 m² yüzölçümlü tarla vasıflı taşınmaz, 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesine göre yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işleminde 356 ada 1 parsel sayısı ve 48.970,57 m² yüzölçümü ile malik hanesi "Tapu kütüğünde olduğu gibidir" şeklinde tesbit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan çalışmalarda söz konusu parselin davalılar adına tarla niteliği ile tesbit edildiğini, ancak, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu iddia ederek, tesbitin iptalini ve orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle kadastro mahkemesinde dava açmıştır. Mahkemece, taşınmazın arazi kadastrosunun 1957 yılında yapıldığı ve 30 günlük askı ilân süresinin 26/01/1959 tarihinde sona erdiği, yenileme kadastrosu ile yeni bir 30 günlük itiraz süresinin söz konusu olmayacağı gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, görevsizlik kararı sonrası dosya ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilerek genel mahkemede yapılan yargılama sonunda taşınmazın öncesinin orman sayılan yerlerden olması nedeniyle davanın kabulüne, eski 1 yeni 356 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tamamının tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 2859 sayılı Kanun gereğince yapılan pafta yenilemesine itiraz süresinde açılmış olsa da, taşınmazın niteliğine ve mülkiyete yönelik bir davadır.
Yörede orman kadastrosu yapılmamıştır. Arazi kadastrosu ise 1957 yılında yapılarak kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre, davanın kabul edilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalılar aleyhine harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de bu
hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
Bu sebeple; hüküm kısmındaki "Alınması gerekli 24,30 TL harcın, davalılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, davacı tarafından yargılama gideri olarak, 0,60 Krş dosya masrafı, 144,00-TL davetiye gideri, 80 TL tanıklık ücreti, keşif yolluğu 148.50 TL, bilirkişi ücreti 750 TL, müzekkere gideri 42.80 TL olmak üzere toplam 1.123,10 TL"nin davalılardan alınarak davacı idareye verilmesine, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve tayin edilen 1.320,00 TL ücreti vekaletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine " cümlesinin hükümden çıkarılarak yerine ""Davacı ... Yönetimi harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına"" cümlesinin yazılarak düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 13/03/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.