3. Hukuk Dairesi 2014/13089 E. , 2014/16583 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : MERSİN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2013
NUMARASI : 2010/597-2013/730
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacı asiller Ü.. S.., B.. S.. ve O.. S.. ile vekili Av. S.. K.. geldi. Aleyhine temyiz olunan davalı vekili Av. A.. S. geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili O.."ın 13.09.2010 tarihinde tedavi amaçlı davalı Diş Sağlığı Hastanesine götürüldüğünü, gerekli tüm biligiler tam olarak verilmeden "Sedasyon Yöntemi uygulanacağı, ameliyatın 1 saat süreceği ve uyanınca taburcu edileceği söylenerek, müvekkilinin ameliyata alındığını, ameliyat sonrası hastane içindeki panik halinin 3 saat boyunca devam ettiğini, sonrasında çocuğun narkozu uygulayan doktorun kucağında özel bir araçla Mersin Forum Yaşam Hastanesi acil servisine, oradan da Mersin Üniversitesi Acil servisine sevk edilerek yoğun bakıma alındığını, müvekkilinin uyutulduğunu, konuşma yeteneği, zekasal ve yaşamsal fonksiyonlarının kaybolduğunu, yatalak kaldığını; bu sonucun meydana gelmesinde davalıların sorumlu olduklarını belirterek, 500.000 TL maddi, 500.000 TL manevi tazminat ve 500.000 TL bakıcı tazminatı olmak üzere toplam 1.500.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevabında; hastanenin Mersin"in en gözde diş tedavi merkezi olduğunu, olayın meydana gelmesinde davalılar ve hastanenin kusuru bulunmadığını, tüm dikkat ve ihtimamın gösterildiğini, anne-babaya gerekli bilgiler, müdahale yöntemleri, amacı, kapsamı, neticeleri konusunda bilgi verildiğini, sonuçta ailesinin de rızası ile diş tedavisinin sedasyon yöntemiyle yapılmasına karar verildiğini, velisinin çocuğun otizm nedeniyle tedavi gördüğünü ilaç kullanmadığı, psikolojik hastalıkları bulunmadığı bilgileri verildiğini, diş tedavisinin başarıyla sonuçlandığını, ancak hastanın uyandırılamadığını, oksijen desteği verilip takibe alındığını, bu aşamada yoğun bakım ünitesi olan başka hastaneye sevkedildiğini; iddia edilen sonuçlara ilişkin rapor bulunmadığını belirterek, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; Adli Tıp Kurumunun 07.01.2013 tarihli raporuyla, uygulamanın ve anestezi yönteminin tıp kurallarına uygun olduğunun ve davalılara kusur atfedilmesinin mümkün bulunmadığının saptanması nedeniyle davacının malül kalmasında davalıların bir kusurunun bulunmadığı, bu nedenle de tazminatla sorumlu tutulmayacakları gerekçe gösterilerek, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmektedir.
Dava, hatalı tıbbi uygulama nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinin 07.01.2013 tarihli raporunda; "..küçüğün anestezi öncesi değerlendirilmesi, seçilen anestezi yöntemi ve oluşan tablonun yönteminin tıp kurallarına uygun olduğu, davalılara kusur atfedilmediği" bildirilmiştir.
Bilirkişi raporuna, davacı vekili tarafından; "müvekkilin davalı hastanede oksijen desteğinin uygulandığını belirtir hiçbir delil bulunmadığını, bu ünite olsaydı başka bir hastaneye kucakta ve yine oksijen desteksiz ambulans koşulları olmadan taşınamayacağını" uygulanan yöntemin ameliyat koşulları olmayan hastanede yapılmaması gerektiğini, raporda bu hususlara hiç değinilmediğini belirterek, itiraz etmiştir.
HUMK.nun 275. ve devamı maddelerinde “bilirkişilik” müessesesi düzenlenmiş olup, anılan maddede mahkemenin çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği düzenlendikten sonra 286.maddede de bilirkişinin oy ve görüşünün hakimi bağlamayacağı düzenlenmiş ise de işin çözümünde teknik bilgi ve birikimin gerekliliğine inanılarak bilirkişi incelemesi yaptırıldığına göre verilen raporlar çelişkili ise mahkeme HUMK.nun 283.maddesi hükmüne dayalı olarak, bilirkişiden açıklama ya da ek rapor isteyebileceği gibi 284.maddesi hükmüne dayalı olarak yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak yeni bir rapor alabilir. Aynı ilkeler 6100 sayılı HMK beşinci bölümünde "bilirkişi incelemesi" ismi altında ve 266-287.maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Bu durumda mahkemece, davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesindeki itirazları da nazara alınarak, tüm hastane evrakları dosyaya temin edilmek suretiyle, ameliyat sırası ve sonrasındaki(diğer hastanelere transfer aşamalarının da) süreç de dikkate alınarak davalı kusuru yönünden dişçilik fakültesinin bulunduğu bir üniversite hastanesinden oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan rapor alınmalı, Cumhuriyet Savcılığının olayla ilgili takipsizlik kararının kesinleşip kesinleşmediği de araştırılmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.