13. Ceza Dairesi 2016/1995 E. , 2016/4665 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Tebligat kanununda 6099 sayılı Yasa ile değişikliğe gidilmiş olup 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle Tebligat Kanununun 10. maddesindeki ""tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir.(Ek fıkra: 11.01.2011-6099 S.K/3.mad.) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır."" hükmünü TK"nın 21/2. maddesi (Ek fıkra : 11.01.2011-6099 S.K /5.mad) gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır."" Yine Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30/1-2. maddelerinde belirtilen "" (1) Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir. (2) Muhatap ölmüşse veya gösterilen adresten sürekli olarak ayrılmış ve yeni adresi de tebliğ memurunca tespit edilememişse tebligat evrakı, tebligatı çıkaran mercie geri gönderilir."" hükümler karşısında; dosya arasında bulunan 22/04/2014 tarihli tebligat parçasının incelenmesinde muhatabın adresten taşındığına dair şerh bulunduğunun anlaşılması karşısında; anılan kanunun 21/1. ve anılan yönetmeliğin 30/1-2. maddelerindeki yöntemin uygulanmadığı anlaşıldığından, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmaması nedeniyle 5271 sayılı CMK"nın 40 ve 42. maddeleri gereğince eski hale getirme talebinin kabulü ile temyiz isteğinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
1-Tanıklar... ve ..."in beyanları ile sanığın aşamalarda değişmeyen savunmalarında suçlamayı kabul etmediği olayda; suç tarihlerini de kapsayan süre boyunca sanık adına kayıtlı cep telefonunun baz istasyonlarını da gösterir şekilde HTS raporları alınarak, olay tarihlerinde sanığın olay yeri ve civarında bulunup bulunmadığı tespit edildikten sonra tüm deliller bir arada değerlendirilip sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hükümlülüğüne karar verilmesi,
Kabule göre de;
2- Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 sayılı TCK 53.madde 1.fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu ve kasten işlemiş olduğu suç dolayısıyla hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 17.03.2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.