
Esas No: 2010/1050
Karar No: 2010/1961
Karar Tarihi: 25.02.2010
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/1050 Esas 2010/1961 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 28.07.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında isim düzeltme istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.10.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, murisine ait 6 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında “...” olarak yazılı baba adının “... ...” olarak düzeltilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, tapulama tutanağında hatalı yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Somut olayda, davacı murisine ait 6 parsel sayılı taşınmazdaki kimlik bilgilerinin nüfus bilgileri ile uyumlu hale getirilmesini istemiştir. Mahkemece, kaydında düzeltim istenen 6 parsel sayılı taşınmazın tapulama tutanağı ve dayanak tapu kayıtları getirtilmelidir. Ayrıca, nüfus müdürlüğünden, kayıt maliki “... kızı, ...” ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, kaydı düzeltilecek “... ... kızı, ...”un nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde de incelenmelidir. Tüm bu araştırmalar sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.
Mahkemece, açıklanan bu hususlar gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme sonucu istemin hüküm altına alınması doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 25.02.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.