11. Hukuk Dairesi 2014/3246 E. , 2015/2106 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/11/2013 tarih ve 2010/46-2013/658 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 03/02/2015 günü hazır bulunan asıl ve birleşen davada davacı vekili Av. ..., asıl ve birleşen davada davalı ile birleşen davada davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili asıl davada, müvekkilinin davalı bankada hesabı bulunduğunu, iradeleri dışında 09.11.2009 tarihinde 175.000 TL"nin üçüncü kişi adına havale edildiğini ileri sürerek, şimdilik 50.000 TL"nin tahsilini istemiş, birleşen davada ise 175.000 TL üzerinden banka aleyhine icra takibi yaptıklarını, takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın 125.000 TL üzerinden iptalini, icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, havale talimatındaki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olduğunu, zararla olay arasında arasında uygun illiyet bağı bulunmadığını, bankanın sorumluluğu olmadığını savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı banka çalışanının davacıdan aldığı imzalı boş talimatları kullanarak ... isimli kişinin hesabına 175.000 TL havale yaptığı, bankanın zarardan sorumlu olduğu, davacının ise boş talimatları imzalamak suretiyle olayda %5 müterafik kusuru bulunduğu, birleşen davadaki alacağın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulüne, 47.500 TL"nin davalıdan tahsiline, birleşen davanın kısmen kabulüne, 118.750 TL yönünden itirazın iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davacı tarafın boş talimatları imzalayarak davalı banka çalışanına vermesi nedeniyle olayda % 5 müterafik kusuru bulunduğu kabul edilerek, asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir. Oysa, davalı banka çalışanı ..."a boş ve imzalı talimat verildiği, davalı banka çalışanının bu talimatı hukuka aykırı şekilde kullanıp davacının hesabından parayı çektiği anlaşılmışsa da, ..."ın bankanın portföy yöneticisi olması ve davalı bankanın yardımcı kişi kullanması nedeniyle 818 Sayılı BK"nın 100. maddesi uyarınca bankanın sorumluluğu gündeme gelir. 818 Sayılı BK"nın 100. maddesinde, borçlunun borcun ifasında veya bir borçtan doğan hakkın kullanılmasında çalıştırdığı yardımcı kişinin, işini gördüğü sırada alacaklıya vermiş olduğu zarardan sorumluluğu düzenlenmiştir. O nedenle BK"nın 100. maddesi akdi sorumlulukta uygulanır. Davacı ile davalı banka arasında akdi ilişki bulunduğu sabit olup, davalı banka bu ilişkiyi ifa yardımcısı ... aracılığıyla gerçekleştirmektedir. Dolayısıyla, ..."ın çalıştığı banka adına işlem yaparken davacıdan hukuka aykırı olarak boş talimat alması ve kullanması bankanın sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Ayrıca, banka kendisinin kusursuz davrandığını ileri sürüp ispatlamakla sorumluluktan kurtulamaz. (Bkz. Prof. Dr. Fikret Eren Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Cilt 2, S. 164 vd.) Birer itimat kurumları olan bankalar, bu konuda objektif özen borcunun gereği olarak hafif kusurlarından dahi sorumludur. Açıklanan nedenlerle davalı banka 818 Sayılı BK"nın 100. maddesi gereği ..."ın yaptığı işlem sonucu zarar gören davacıya karşı tam sorumludur. Davacının boş ve imzalı talimat vermesi davacının kusuru sayılamayacağı gibi, davalı banka lehine kusur indirimi yapılması da mümkün değildir.
Bu itibarla, davalı bankanın tam kusurlu olarak zarardan sorumlu olmasına rağmen davacının müterafik kusurlu olduğu kabul edilerek tazminat miktarından indirim yapılması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleşen davada davalılardan alınarak asıl ve birleşen davada davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8.516,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 17/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.