15. Ceza Dairesi 2017/38260 E. , 2018/3517 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve örgüte üye olmak
HÜKÜM : 1- Sanıklar ... ve ... hakkında katılan ..."a karşı işledikleri iddia olunan dolandırıcılık suçundan beraat
2- Sanık ... hakkında katılan ..."a karşı işlediği iddia olunan dolandırıcılık suçundan beraat
3- Tüm sanıklar hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve örgüte üye olmak suçlarından ayrı ayrı beraat
4- Sanıklar ..., ... ve... hakkında katılan ... ..."e yönelik dolandırıcılık suçundan TCK"nın 157/1, 62, 52/2 ve 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
5- Sanıklar ..., ...,... ve ... hakkında katılan ..."a yönelik dolandırıcılık suçundan
TCK"nın 157/1, 62, 52/2 ve 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
6- Sanıklar ..., ... ve... hakkında katılan ..."a yönelik dolandırıcılık suçundan TCK"nın 157/1, 62, 52/2 ve 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
7- Sanık ... hakkında katılan ......"ya yönelik dolandırıcılık suçundan TCK"nın 157/1, 62, 52/2 ve 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
8-Sanıklar ... ve ... hakkında katılan ..."e yönelik dolandırıcılık suçundan TCK"nın 157/1, 62, 52/2 ve 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
9- Sanıklar ..., ... ve ... hakkında katılan ..."na yönelik dolandırıcılık suçundan TCK"nın 157/1, 62, 52/2 ve 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
10-Sanıklar ... ve ... hakkında katılan ..."a yönelik dolandırıcılık suçundan TCK"nın 157/1, 62, 52/2 ve 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
11- Sanık ... hakkında katılan ....."a yönelik dolandırıcılık suçundan TCK"nın 157/1,62, 52/2 ve 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanıkların suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve örgüte üye olma suçlarından beraatına ilişkin hükümler ile sanıklar ... ve ..."un katılan ..."a, sanık ..."ın ise katılan ..."a karşı dolandırıcılık suçlarından beraatlarına ilişkin hükümler katılanlar vekili tarafından; sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ..."ın dolandırıcılık suçundan mahkumiyetlerine ilişkin hükümler katılanlar vekili ile sanık ... ve müdafii, sanık ... müdafii, sanıklar ..., ..., ... ve sanık ... müdafii tarafından; sanık ..."nun dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine ilişkin hükümler ise sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
İnceleme konusu mahkeme kararına ilişkin olarak hazırlanan tebliğnamede, her ne kadar mahkemece verilen kararın “Direnme” kararı olduğu belirtilmiş ise de, Dairemizin 22/09/2011 tarih ve 2011/10149 E, 2011/1721 K sayılı bozma ilamı sonrasında mahkemece yapılan yargılamada bozma ilamına uyulduğunun açıkça belirttiği ve bu bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak, bozma kararında tartışılması gereken hususlar tartışılıp, bu kez farklı gerekçelerle daha önce verilen kararın aynısının verildiği, yine mahkemenin kararında Yargıtay ilamına karşı direnildiğine ilişkin herhangi bir ibarenin olmadığı, netice itibari ile mahkemece verilmiş herhangi bir direnme kararı bulunmadığı, hükümlerin bozma ilamı sonrasında verilen yeni bir karar olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket etmek suretiyle araçlarını satan katılanlara kendilerini iş sahibi olarak tanıtıp, araçlara müşteri oldukları, ödemeleri kendilerine gelecek olan banka havalesi ile yapacaklarını söyledikten sonra, araç sahiplerini kapanış saatine yakın bir saatte notere götürdükleri, burada noter kapanmadan araç satışını yapmayı, parayı da havale geldiği zaman ödemeyi teklif ettikleri, bu şekilde aldattıkları araç sahiplerinden araçların kati satışını veya satış yetkisi içeren vekaletnameyi aldıktan sonra, havalede bir gecikme olduğunu, para geldiği zaman ödeme yapacaklarını belirtip güven telkin etmek amacıyla araç değeri miktarında senet verdikleri, ancak senet üzerindeki adreslerin uydurma adresler olup senetlerin tahsil kabiliyetinin bulunmadığı, bu şekilde hileli hareketlerle temin ettikleri araçları oto galerilerine veya tanıdıkları kişilere noterden satış vererek devrettikleri, sanıklardan ..., ... ve ..."ın olayları organize ettikleri, diğer sanıkların ise bunlara bağlı çalıştıkları, bu şekilde sanıkların suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüt faaliyeti kapsamında katılanlar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..."a karşı atılı dolandırıcılık suçlarını işledikleri iddia edilen olayda;
A- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve örgüte üye olma suçlarından verilen beraat hükümleri ile sanıklar ..., ... ve ... hakkında dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümlerinin incelenmesinde;
1- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve örgüte üye olma suçlarından verilen beraat hükümlerinin incelenmesinde;
Ceza Genel Kurulu"nun 19/02/2013 gün ve 2012/6-1490 E. 2013/59 K. sayılı kararında açıklandığı üzere, katılanlar ..., ... ve ..."ın "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve kurulan örgüte üye olmak" suçlarından doğrudan zarar görmeleri nedeniyle davaya katılma ve temyiz haklarının bulunduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Suç örgütü kurma ve örgüte üye olmak suçları her hangi bir suçun doğal sonucu değildir. Bu suç ancak kasten işlenebilen bir suçtur. Bu nedenle atılı suça ilişkin delilerin ortaya konulması ve hangi delillere dayanılarak suç örgütü kurulduğunun ve örgüte üye olduğunun tesbiti gerekir. Örgüt, her biri ayrı ayrı belirlenmemiş birden fazla (soyut sayıda) suç işlemek üzere oluşturulan suç ortaklığıdır. Örgüt, soyut birleşme olmayıp, yapısında hiyerarşiyi yani ast-üst ilişkisinin, emir komuta ilişkisinin hâkim olduğu oluşumu ifade eder. Bu suçların yapısında süreklilik olduğu için, aynı zamanda ‘mütemadi suçlar’ grubunda sayılmaktadırlar.
Genel olarak ‘örgütlü suç’ ise, birden fazla kişinin hiyerarşik düzeyde, disiplinli, sürekli, kamu düzenini bozduğu varsayılan, aynı amaca yönelik suçları işlemek için oluşturulan örgütün işlediği suç/suçlardır.(Özek 1998/195) Örgüt, soyut bir birleşme değildir; bünyesinde hiyerarşik bir ilişki hâkimdir. Bu hiyerarşik ilişki, bazı örgüt yapılanmalarında gevşek bir nitelik taşıyabilir. Bu ilişki dolayısıyla örgüt, mensupları üzerinde hâkimiyet tesis eden bir güç kaynağı niteliğini kazanmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, sanıklar arasında süreklilik gösterecek şekilde bir ilişkinin varlığından söz edilemeyeceği, sanıklardan ... dışındaki sanıkların bazen sadece bir olayda, bazen bir kaç olayda yer aldıkları, sanıklar arasında hiyerarşik ilişkiyi belirleyecek en önemli delillerden bir tanesinin tape kayıtları olduğu; ancak dosyada teknik takip yapılmadığından bu yönde herhangi bir delilin mevcut olmadığı, olay sayısının çokluğu göz önüne alınarak ve buradan yola çıkmak suretiyle iştirak boyutunu aşacak nitelikte hiyerarşik ilişkinin varlığından bahsetmenin mümkün olmadığı gerekçesiyle verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
2- Sanıklar ..., ... ve ... hakkında dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümlerinin incelenmesinde;
Sanık ..."ın, katılan ..."a yönelik; sanıklar ... ve ..."un ise katılan ..."a yönelik dolandırıcılık suçlarına iştirak ettiklerine dair mahkumiyetlerine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçların işlendiğinin sabit olmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanlar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin her iki bentteki hükümlerin ONANMASINA,
B- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Sanıklara yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, katılanlar vekili, sanık ... müdafii, sanık ... ve müdafii, sanık ... ve müdafii, sanık ... müdafii, sanıklar ..., ... ve ..."ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, 16/05/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.