Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesi ile davacı ile davalılar arasında taşınmaz satış sözleşmesi yapıldığını, davacının bedeli ödediğini, zilyedliğin devredildiğini, davacıya taşınmazın resmen devredilemediğini, davacının tahliyeye zorlandığını, daireden çıktığını,davacının daha önce açtığı davada yetkisizlik kararı verildiğini, fazlaya ilişkin hakların saklı olduğunu belirterek denkleştirici adalet kuralına göre 15.000.00.- TL yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesi ile davanın zamanaşımına uğradığını,derdest dosyanın bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacının delilleri arasında bildirmiş olduğu ve dosya arasına alınan Sincan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/269 Esas sayılı dosyasında; davacının davalılara eldeki dava ile aynı nitelikteki bu davayı 05/10/2004 tarihinde açtığı, 04/10/2005 tarihinde yargılama yapmanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkisinde olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verildiği , kararın taraflara tebliğ edildiğini gösteren davetiye parçalarının dosyada bulunmadığı, kararın kesinleştiğini bildiren şerhin de dosyada yeralmadığı anlaşılmaktadır. HMK"nun 114.maddesinde; aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmamasının dava şartlarından olduğu düzenlenmiştir. Burada anılan dava şartlarından maksat, davanın esastan görülüp karara bağlanabilmesi için varlığı ya da yokluğu hakim tarafından davanın her aşamasında kendiliğinden gözetilen ve taraflarca da noksanlığı davanın her aşamasında ileri sürülebilen hallerdir. Aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması konusu eş söyleyişle derdestlik iddiası bir olumsuz dava şartı haline getirilmiş ve bu suretle derdestlik itirazı ilk itiraz olmaktan çıkartılıp; dava şartına ilişkin usuli bir itiraza dönüştürülmesi sağlanmıştır. Açılmış ve görülmekte olan bir davanın davacısı, hukuki korunma sürecini başlatmıştır. Artık onun aynı davayı yeniden bir başka mahkeme önüne getirmesinde hukuken korunmaya değer güncel bir yararı kalmamıştır; bu bağlamda hukuken korunma ihtiyacı içinde bulunmamaktadır ve onun yapacağı iş davanın sonucunu beklemektir. Davayı açmaktaki yarar hukuki olmalıdır; ideal veya ekonomik yarar tek başına yeterli değildir. Derdestlik itirazının korunmasının temelinde aynı davanın tekrar açılıp görülmesinin sağlanmasında davacının hiçbir hukuki yararının bulunmadığı düşüncesi yatmaktadır. Somut olayda; mahkemece dava şartlarından olan aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması konusu diğer bir deyişle derdestlik itirazı değerlendirilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş; kararın bozulması gerekmiştir. Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.