
Esas No: 2020/16321
Karar No: 2022/984
Karar Tarihi: 07.02.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/16321 Esas 2022/984 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulandığı için \"hükmün açıklanmasının geri bırakılması\" kurumunun uygulanma koşulları bulunmadığı anlaşılarak davanın düşmesine ve tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi gereklidir. Davetiyede sanığın savunma hakkı kısıtlanarak mahkûmiyet hükmü kurulması da yanlıştır. Sanığın daha önceki davada hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği için ihbarda bulunularak değerlendirilme yapılması gereklidir. Basit yargılama usulü için Anayasa Mahkemesi tarafından bir iptal kararı verilmiş olsa da bu kararın geriye yürümediği, CMK'nın 251. maddesi uyarınca, mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilmesi gerektiği belirtilerek sanık lehine uygulama yapılması gerektiği ve denetim süresi içerisinde suç işlediği anlaşılan sanık hakkında hapis cezasının TCK’nın 51. maddesi gereğince ertelenmesine karar verilemeyeceği açıklanmıştır. Kanunlar: 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi, TCK'nın 191. maddesi, TCK'nın 85. maddesi, 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. madde, 5271 say
"İçtihat Metni"
Mahkeme : AKÇAKOCA Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Sanık hakkında, bu eylemi nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulandığı, dolayısı ile hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesi ve aynı Kanun'un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kurumunun uygulanma koşulları bulunmadığı anlaşılmakla, sanığın bu suçu başka bir davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Cumhuriyet Başsavcılığından ve Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra, işlemiş ise 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” ve tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararı veren ilgili mahkemeye ihbarda bulunulmasına karar verilmesi; aksi halde 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, yargılamaya devam olunarak, hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2- TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasında, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymayan sanık hakkında davaya devam edilerek hüküm verileceği öngörüldüğünden; duruşma için sanığa gönderilen davetiyenin “tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığının bildirilmesi nedeniyle, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunması veya diyeceklerini duruşma gününe kadar yazılı olarak bildirmesi gerektiği, mazeretsiz olarak duruşmaya gelmediği ve diyeceklerini yazılı olarak bildirmediği takdirde tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığı kabul edilerek hakkında cezaya hükmolunabileceği” uyarısı ile birlikte duruşma tarihi ve saati yazılarak sanığa tebliğ edilmesi gerektiği gözetilmeden, belirtilen nitelikte uyarıyı içeren davetiye tebligatı yapılmadan ya da sanık dinlenmeden mahkûmiyet hükmü kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
Kabule göre;
3- Sanık hakkında Akçakoca Sulh Ceza Mahkemesince 15/05/2009 gün- 2009/107 esas ve 2009/202 karar sayılı ilamıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve bu kararın itiraz edilmeksizin kesinleştiği, denetim süresi içinde işlediği kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeniyle sanık hakkında Akçakoca Asliye Ceza Mahkemesince 26.05.2015 gün 2014/345 esas ve 2015/264 karar sayılı ilamıyla mahkûmiyet kararı verilerek incelemeye konu olan dosyaya hükmün açıklanması yönünden değerlendirilme yapılmak üzere ihbarda bulunulduğu ve ihbar üzerine Mahkemece hükmün açıklanmasına karar verildiği anlaşılmakla;
Hükmün açıklanmasına neden olan suçun Nisan 2014 tarihinde işlenen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu olduğu, 6545 sayılı Yasa ile TCK'nın 191. maddesinde değişiklik yapılması nedeniyle ihbar yapan mahkemece uyarlama yargılaması yapılarak neticesine göre hükmün açıklanıp açıklanmayacağına karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
4- Suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TCK'nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK'nın 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı iptal kararı ile, "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "... basit yargılama usulü..." yönünden Anayasa'ya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişiklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; " mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, "Basit Yargılama Usulü" yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
5- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesi uyarınca açıklanması geri bırakılan hükmün, sanığın denetim süresi içinde yeni bir suç işlemesi sebebiyle yeniden ele alınıp hükmün açıklanmasına karar verildiğinde, aynı Kanunun 231/11. maddesi hükmü uyarınca önceki hükümde değişiklik yapılmadan aynen açıklanması, ancak kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek, cezanın yarısına kadar belirlenecek bir kısmının infaz edilmemesi ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesi veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine dair cezanın bireyselleştirilmesi hükümlerinin tatbik edilebileceği, bunun dışındaki hususlarda hükmün değiştirilemeyeceği gözetilmeden, denetim süresi içerisinde suç işlediği anlaşılan sanık hakkında hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, hapis cezasının TCK’nın 51. maddesi gereğince ertelenmesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 07.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.