16. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/11409 Karar No: 2015/502 Karar Tarihi: 05.02.2015
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/11409 Esas 2015/502 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2014/11409 E. , 2015/502 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MÜKERRER KADASTRONUN İPTALİ KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı ..., adına tapuda kayıtlı ... Köyü çalışma alanında bulunan 1154 parsel sayılı taşınmazının davalılar adına kayıtlı ... Köyü çalışma alanında bulunan 1429 parsel sayılı taşınmaz ile mükerrerlik oluşturduğunu öne sürerek 1429 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, on yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç yasal düzenlemelere uygun düşmemektedir. Mükerrer Kadastroyu düzenleyen 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22. maddesi “evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci defa kadastroya tabi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır ve Türk Medeni Kanunu"nun 1026. maddesine göre işlem yapılır. Süresinde dava açılmadığı takdirde, ikinci defa yapılan kadastro, tapu sicil müdürlüğünce re’sen iptal edilir.” hükmünü içermektedir. Bu hüküm uyarınca daha önce kadastrosu yapılan bir taşınmazın yeniden kadastroya tabi tutularak tapuya tescil edilmiş olduğunun anlaşılması halinde, ilk yapılan kadastro çalışmasına itibar edilir. Davacı ..., kadastrodan önceki sebeplere dayalı olarak dava açmamakta, kadastro sonucu oluşmuş ve adına tescilli taşınmazının komşu köyde daha sonra yapılan kadastro çalışmaları sırasında davalılar adına tespit ve tescil edilen taşınmaz ile mükerrerlik oluşturduğunu öne sürmektedir. Diğer bir anlatımla aynı kanunun 12/3, maddesinde düzenlenen "bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz" hükmününün uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; taşınmazlardaki mükerrerlik 2. kadastro yapılması olgusundan kaynaklanıyor ise mahkemece iddia ve savunma doğrultsunda tarafların sundukları tüm deliller toplanmak suretiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, kanun hükümlerinin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 05.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.