19. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/8091 Karar No: 2014/10299 Karar Tarihi: 02.06.2014
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/8091 Esas 2014/10299 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Nallıhan Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen menfi tespit davası sonucunda, kararın süresi içinde davalı tarafın temyizi üzerine yapılan incelemelerde, mahkemenin ilk kararı bozulmuş ve hüküm fıkrasında istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların birer birer açık şekilde gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ancak mahkeme bozma kararına uyulmasına rağmen yine davanın reddine karar vermiştir. Bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuş ve hükmün HUMK 388/son (HMK 397/2) maddesine uygun biçimde oluşturulması gerektiği belirtilmiştir. Kararda geçen kanun maddesi, HUMK 388/son (HMK 397/2) olarak belirtilmiştir ve hüküm fıkrasında istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların birer birer açık şekilde gösterilmesini gerektirmektedir.
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; “HUMK m 388/son (HMK m 397/2) hükmüne göre, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekirken mahkemece kararın hüküm fıkrasında sadece davanın kabulüne denilmekle yetinilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile” bozulmasına karar verilmiş, mahkemece Dairemiz bozma kararına uyularak yenilen yapılan yargılama sonucunda bu kez davanın reddi yönünde hüküm oluşturulmuş ve hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Mahkemece Dairemiz bozma kararına uyulduğu halde bozma gereği yerine getirilmemiştir. Zira, hükmüne uyulan Dairemiz bozma kararında davanın kabulü kapsamında kalan yükümlülüklerin HUMK 388/son (HMK 397/2) maddesine uygun biçimde birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmek suretiyle yine davanın kabulü yönünde bir hüküm kurulması gereğine değinilmiştir. Bozma kararına uyulmakla bir taraf lehine diğer taraf aleyhine usuli kazanılmış hak doğar. Somut olayda usuli kazanılmış hakkı ortadan kaldıracak biçimde red kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Mahkemece yapılacak iş hükmüne uyulan Dairemiz bozma kararı çerçevesinde HUMK"nun 388/son (HMK 397/2) maddesine uygun biçimde hüküm oluşturulmasından ibaret olmalıdır. SONUÇ. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına 02.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.