16. Hukuk Dairesi 2015/525 E. , 2015/490 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 120 ada 1 parsel sayılı 11.005,91 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 17 yıldır 18 hisse itibariyle 6 hissesi ... oğlu ... ve 3"erden 6 hissesi ... evlatları ... ve ... ve 2"şerden 6 hissesi ... evlatları ..., ... ve ..."ın fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla .... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., taşınmazın kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 120 ada 1 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesindeki 2 numaralı bendin "taşınmazın tamamının 14 yıldır ... oğlu ..."un kullanımındadır" şeklinde değiştirilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; dava konusu taşınmazın dava dışı olan ve davacı adına kayıtlı bulunan bitişiğindeki taşınmaz ile bütün halinde olduğu ve bütün halde ..."a satıldığı, ... tarafından kullanıldıktan sonra 1996 yılında taşınmazın bir bütün halinde davacıya satıldığı, davacının taşınmazda zirai faaliyette bulunarak 1996 yılından itibaren zilyet olduğu, bu hali ile davacının davasını ispat ettiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklar çekişmeli taşınmazın davacı tarafından satın alındığını belirtmekle birlikte tespit günü itibari ile taşınmaz üzerindeki zilyetlik durumunu net olarak belirtmemişler, duruşmada dinlenen davalı tanığı çekişmeli taşınmazın 2012 yılında davalılar tarafından kullanıldığını, davacının taşınmaz üzerinde zilyetliği bulunmadığını beyan etmiş, mahkemece beyanlar arasındaki çelişkiler giderilmeden hüküm kurulmuştur. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Dava kullanım kadastrosuna itiraz niteliğindedir. "kullanım kadastrosu"nun amacı, 2/B sahalarını, fiili kullanım durumlarını dikkate alarak parsellere ayırmak ve bu taşınmazları 2/B alanı olarak ... adına tescil ederken, taşınmazlar üzerinde tespit günü itibariyle fiili kullanımı bulunanları ve muhdesatları tespit ederek tapunun beyanlar hanesinde göstermektir. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için, taşınmaz başında yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, tespit bilirkişileri ve fen bilirkişi katılımı ile yeniden keşif yapılmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan 3402 sayılı Yasa"ya 5831 sayılı Yasa ile eklenen Ek-4 maddesi uyarınca, çekişmeli taşınmazın tespit günü itibariyle fiilen kim veya kimler tarafından, ne zamandan beri, ne şekilde kullanıldığı, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, beyanlar arasında aykırılık bulunması halinde çelişki giderilmeye çalışılmalı, ondan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte incelenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar göz ardı edilerek, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının temyiz edene iadesine, 03.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.