Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/1304
Karar No: 2010/2397
Karar Tarihi: 08.03.2010

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2009/1304 Esas 2010/2397 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2009/1304 E.  ,  2010/2397 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Tokat  2. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 24/12/2008
    NUMARASI : 2008/258-2008/313

    Davacı,  yaşlılık aylığının kesilmesine ilişkin kurum işleminin ve çıkarılan borcun iptaline, yeniden aylık bağlanması gerektiğinin tespitiyle ödenmeyen aylıkların yasal faiziyle birlikte tahsiline  karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin   kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Dava, davacının, prim borcu nedeni ile yaşlılık aylığının iptali ve davacıya yaşlılık aylığından borç çıkarılmasına ilişkin davalı Kurum işleminin iptali ile kesilen yaşlılık aylığının kesildiği tarihten itibaren ödenmesi gerektiğinin tespiti   ve birikmiş aylıkların yasal faiziyle tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir. 
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden davalı Kurumun Tokat Sigorta İl Müdürlüğünde görev yapan idarecilerin baskı ve ikna edici yollarla personelin bilgisayar şifrelerini öğrendikleri, Müdürlükte çalışanların birbirlerinin şifrelerini öğrenip kullanabilecekleri bir ortam yaratıldığı, hatta  müdürlükte çalışan temizlik firması elemanlarının dahi personelin şifrelerini bildiği ve bu şifrelerle ekran başında işlem yaptıkları, aralarında  davacı sigortalının da bulunduğu bir çok sigortalı yönünden hesaplara girilerek başka sigortalıların yaptıkları prim ödemelerinin bu sigortalı yapmış gibi prim ödeme hesaplarına  geçirildiği, sonradan yapılan ödemelerin önceki tarihlerde yapılmış gibi prim ödeme hesaplarına girilerek birçok sigortalıya sanal hizmet süresi kazandırılarak yaşlılık ve ölüm aylıkları bağlandığı, sağlık karnesi verildiği, davacı sigortalı E. B.’un prim ödeme hesabına 28.11.1995 tarihinde B-60 oprid kodu ile yapılan 6 adet prim ödemenin  belgesinin olmadığı, davacının belge ibraz etmediği bu şekilde sigortalıya   prim borcu var iken  5618 gün sigortalılık süresi üzerinden 01.12.1995 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlandığı,  usulsüzlüklerin müfettiş tarafından ortaya çıkarılması üzerine davacının  prim borcu var iken aylık bağlanması nedeni ile  yaşlılık  aylığının başlangıç tarihinden itibaren  iptal edilip  fuzulen ödenen yaşlılık aylığı nedeniyle  borç çıkarıldığı anlaşılmaktadır.
    Sosyal Güvenlik Hukuku ilkeleri ve Medeni  Kanunun  2. maddesinin  uygulanmasının zorunlu bir sonucu olarak sigortalıya yaşlılık aylığı bağlanıp uzunca bir süre ödendikten sonra aylığın iptal edilmesi iyiniyetten uzak olacaksa da kimse kendi hilesinden istifade edemeyeceğinden bu kuralın uygulanabilmesi için usulsüz olarak oluşturulan  yaşlılık aylığı şartları, sigortalının da katılımının bulunduğu muvazaalı bir işlem sonucu oluşturulmamalıdır.
    Bu halde davacının , iade ile yükümlü olacağı açık olup, iade yükümlülüğünün konusu ve kapsamı ise dava tarihinde yürürlükte olan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 96. maddesine göre belirlenmelidir. Bu maddeye göre; “Kurumca işverenlere, sigortalılara,isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine ,genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere,fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu kanun kapsamındaki her türlü ödemeler; a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa,hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık süre de yapılan ödemeler,bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden…itibaren hesaplanacak olan kanuni faizi ile birlikte …genel hükümlere göre geri alınır…”düzenlemesine göre, davacının kasıtlı ve hileli hareketi ile yaşlılık aylığı bağlanmasına neden olduğu sonucunun oluşması halinde, açıklanan bu madde kapsamında iade ile de yükümlü olduğu açıktır.
    Somut olayda  sigortalının prim ödeme hesabına yapılan hileli girişler 28.11.1995 tarihinde yüklenmiş, davacıda ödemeye ilişkin herhangi bir belge ibraz etmemiştir.Bu halde davacının tahsis talep tarihinde yaşlılık aylığı  koşulları yönünden prim borcu olduğunu bildiği oluşturulan usulsüz yaşlılık aylığı işleminin, sigortalının da katılımında bulunduğu hileli bir eylem sonucu oluşturulduğunu göstermektedir. Bu durumda davacının olayda, Medeni Kanunun 2. maddesinde ifadesini bulan objektif iyi niyet kuralının uygulanması isteme hakkının bulunmadığı ortadadır.Ne var ki ;Anayasal Sosyal Güvenlik ilkeleri ve  aylık bağlama tarihinde yürürlükte olan 1479 Sayılı Yasa gereğince davacının davada ki istemi de dikkate alınarak ,davacının prim borcu çıktıktan sonra kalan sürelerinin kısmi yaşlılık aylığı yönünden yeterli olup olmadığının araştırılarak, varsa kısmi yaşlılık aylığı şartlarının oluştuğu tarihten itibaren aylık bağlanmasına karar verilmesi gerektiği halde mahkemece bu yöne ilişkin hiç inceleme yapılmadığı gibi davacının kesilen  aylığına ilişkin prim borcunu sonradan ödeyip ödemediği de araştırılmamıştır.
    Yapılacak iş;davacının, aylık bağlama tarihinde yürürlükte olan 1479 Sayılı Yasa gereğince, prim borcu dışında kalan süreleri yönünden kısmi yaşlılık aylığı şartlarının olup olmadığını kurumdan sormak ,varsa şartların oluştuğu tarihi takip eden aybaşından itibaren kısmi yaşlılık aylığı bağlanmasına karar vermek ,davacının  iade yükümlülüğüne ilişkin olarakta yukarıda açıklanan 5510 sayılı Yasa"nın 96.maddesinde düzenlendiği şekilde kısmi yaşlılık aylığına karar verilmiş ise iade yükümlülüğünü bu aylığın bağlanması gereken tarihten önce ve sonra yapılan  ödemelerin miktarı dahi kurumdan sorulduktan sonra bağlanması gereken aylıkta esas alınacak primi ödenmiş gün sayısına göre bağlanacak aylık miktarı ile ödenen aylık miktarı arasındaki fark yönünden değerlendirmek , kısmi aylık şartlarının bulunmadığı takdirde ise davaya konu miktarlar yönünden açıklanan ilkeler gereğince iade yükümlülüğü yönünden bir karar vermekten ibarettir.Kaldı ki davacının  kesilen  aylığına ilişkin prim borcunu kurumun bildireceği gecikme zammı ve faizi ile ödemesi halinde de ödemeyi takip eden aybaşından itibaren yeniden bağlanabileceği gerçeği dahi mahkemece dikkate alınmalıdır.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin ve özellikle davacının kısmi yaşlılık aylığı şartları yönünde değerlendirme ile iade yükümlülüğü olup olmadığı yolunda yeterli inceleme ve araştırma yapılmaksızın, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.


     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi