Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/2740
Karar No: 2013/3698
Karar Tarihi: 31.05.2013

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2013/2740 Esas 2013/3698 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2013/2740 E.  ,  2013/3698 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı, borçluya ait taşınmazın satışı sonrası ... ... Müdürlüğü"nün 2006/1107 E. sayılı dosyasında düzenlenen ........2009 tarihli sıra cetvelinin .... sırasında yer alan davalının alacağına dayanak senedin teminat senedi olduğunu, davalıya ayrılan payın gerçek bir alacağa dayanmadığını ileri sürerek, anılan sıra cetvelinin iptalini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; alacağının muvazaalı olduğu iddia edilen davalının takibinin davacının takibinden yaklaşık ... ay önce olduğu, temel ilişkinin teminat ilişkisi olduğu iddia edilse de ispatlanamadığı, borçlu ile alacaklı arasında diğer alacaklıları zarara uğratmak amacı bononun düzenlenmediği tam aksine yapılan takibin diğer bir çok alacaklının da alacağını almasını sağladığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, muvazaa iddiasına dayalı olarak sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir.
    Kambiyo senetleri temel ilişkiden bağımsız olarak borç doğurduğundan, senet bir alacağa dayanmasa da, keşide eden bu senedi temel ilişki bulunmadığından bahisle ödemekten kaçınamaz. Bu itibarla, hamil senedin bir alacağa dayandığını borçluya kanıtlamak yükü altında değil ise de, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü alacağına itiraz edilen davalı alacaklıya düşer. Davalı alacaklı alacağının gerçek bir hukuki ilişkiye dayandığını takipten önce düzenlenmiş ve birbirini teyid eden usulüne uygun delillerle ispatlamalıdır. Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı ( muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır. Muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerekir.
    Somut olayda, sıra cetvelinin .... sırasında bulunan davacı alacaklı, .... sırada bulunan davalı alacaklının alacağının dayanağı olan kambiyo senedinin teminat senedi olarak düzenlendiğini, teminat senedi olduğunun üzerine yazıldığını ve bu alacağın gerçek bir alacak olmadığını ileri sürerek, sıra cetveline itiraz etmiştir. Takip konusu senedin, incelenmesinde ....01.2006 tanzim, 09.02.2006 vade tarihli, keşidecisi borçlu ... Özel
    Eğitim Yayın Petrol Ürünleri ve Özel Sağlık İnş. Taah. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti., lehtarı ... olan senedin, .... tarafından davalı alacaklı ..."ya ciro edildiği, senedin arka yüzünde “teminat senedidir.” ibaresinin yazılı olduğu görülmüştür. Sıra cetveline itiraz davasında ispat yükü, bu ibareye rağmen senedi ... takibine konu eden davalı alacaklıdadır. Davalı alacaklı, bu ibareye rağmen teminat fonksiyonuna sıra geldikten, diğer anlatımla teminat nedenini oluşturan olgular gerçekleştikten sonra senedi takibe koyduğunu, alacağın gerçek olduğunu usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır.
    Bu durumda, mahkemece, davalının bu yöndeki delilleri toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ile ispat yükü davacı tarafa yüklenmek suretiyle hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi