Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde; davalının aleyhine açılan nafaka davası sonucunda müvekkili T.."ya 100 TL ve müvekkilinin yanında kalan müşterek çocuk A..."e 65 TL tedbir nafakası ödemesine hükmolunduğunu, takdir edilen nafakanın aradan geçen zaman içerisinde müvekkilinin ve çocuğunun ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldiğini ileri sürerek; tedbir nafakalarının, müvekkili için 400 TL"ye, müşterek çocuk için 250 TL"ye yükseltilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili aleyhine açılan nafaka davasının karara bağlanmasından sonra geçen sürede tarafların gelir durumunda herhangi bir değişiklik olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; TÜİK"in yayımladığı ÜFE artış oranı esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne, tedbir nafakalarının davacı için 125 TL"ye, müşterek çocuk için ise 85 TL ye yükseltilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK.nun 197.maddesi uyarınca hüküm altına alınmış olan nafakaların yükseltilmesi istemine ilişkindir. TMK.nun 200.maddesi; "Koşullar değiştiğinde hakim, eşlerden birinin istemi üzerine kararında gerekli değişikliği yapar veya sebebi sona ermişse alınan önlemi kaldırır.” hükmünü içermektedir. Yukarıda açıklanan maddeye göre; nafakanın arttırılması veya azaltılması için, tarafların mali durumlarının değişmesi gerekmektedir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; işçi olarak çalışmakta olan davalının, önceki nafaka davası sırasında aylık 465 TL ücret aldığı, bu dava sırasında ise 1.240 TL ücret aldığı, dolayısıyla davalının gelirinde ÜFE artış oranından yüksek oranda artış olduğu anlaşılmaktadır. Bundan ayrı, önceki tedbir nafakası ile bu dava tarihi arasında yaklaşık üç yıl gibi bir sürenin geçtiği, bu sürede doğal olarak davacı ve müşterek çocuğun ihtiyaçlarının arttığı da bir gerçektir. Bu durumda, mahkemece; davacıların ihtiyaçlarındaki değişim ve davalının gelir durumundaki artış gözetilerek hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile ÜFE oranında artışa karar verilerek düşük nafaka takdir edilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 15.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.