Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/7110
Karar No: 2021/625
Karar Tarihi: 01.02.2021

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7110 Esas 2021/625 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/7110 E.  ,  2021/625 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 05.02.2019 tarih ve 2016/21 E- 2019/62 K. sayılı kararın davalı ...Ş. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi"nce verilen 15.06.2020 tarih ve 2019/623 E- 2020/505 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalı şirketin yurt dışında birçok ülkede yatırılan paraların istenildiği her an geri çekilebileceği ve karşılığında yüksek oranda faiz verileceği garantisi ile müvekkilinin davalı tarafa para verdiğini, ancak ödenen paranın bir türlü geri alınamadığını, taraflar arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığını ileri sürerek, yatırım ilişkisinin hükümsüzlüğüne ve 27.845,98 Euro’nun davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ...Ş. vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, davanın kabulü ile davacının davalı şirketin ortağı olmadığının tespitine ve 27.845,98 Euro’nun davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
    Bu karara karşı, davalı ...Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nce, davanın 7194 sayılı Kanun"un 41. maddesi kapsamında olduğu gerekçesiyle davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dava, davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine ve 27.845,98 Euro’nun davalılar Bera Holding A.Ş, ..."dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararı taraflara tebliğ edilmiş olup davalılardan ... vasisi tarafından İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmamıştır. Davada davalı şirket ile davalı gerçek kişi arasında mecburi dava arkadaşlığı da bulunmamaktadır. Bu itibarla İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı ... tarafından süresinde istinaf başvurusunda bulunulmaması nedeniyle ... hakkında verilen İlk Derece Mahkemesi kararı kesinleşmiş bulunmaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf incelemesi, kamu düzenine aykırılık halleri dışında, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Somut olayda kamu düzenine aykırılık da söz konusu olmadığından bölge adliye mahkemesince istinaf kanun yoluna başvuran davalı şirket hakkında inceleme yapılması ve bir karar verilmesi gerekirken, davalı ... hakkında verilen hükmün kesinleşmiş olduğu gözetilmeksizin İlk Derece Mahkemesi kararının tamamen kaldırılarak dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle re’sen bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının re’sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, HMK"nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 01.02.2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    7194 sayılı Kanun’un 41. maddesi ile çeşitli kanunlara eklenen Geçici 4. madde, kanaatimce, her şeyden önce, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi ve bu maddede öngörülen karar alma hakkıyla birlikte ele alındığında Anayasa’nın 36. maddesinde hükme bağlanan hak arama hürriyetini ihlal eden bir yasal düzenlemedir.
    Öte yandan, söz konusu hüküm, yine Anayasa’nın 9. maddesindeki yargı yetkisinin bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılacağına ilişkin hükme, kanun maddesinin kamuoyunca bilinen ve sınırlı sayıdaki sermaye şirketi ile ve bu şirketler aleyhine açılan davalarla ilgili olduğu düşünülecek olursa Anayasa’nın kanun önünde eşitlik ilkesi kapsamındaki 10/4. maddesi ile yasama meclisinin bir devlet organı sıfatıyla bu ilkeye uygun hareket etme zorunluluğuna ilişkin 10/5. maddesine, yine Anayasa’nın 35. maddesinde belirtilen ve kişinin temel hak ve hürriyetleri kapsamındaki mülkiyet hakkına ve bu hakkın ancak kamu yararı amacıyla sınırlandırılacağına ilişkin hükme aykırı olduğu gibi, buradan hareketle, devletin, kişinin temel haklarını hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan engelleri kaldırmaya çalışması gerekmesine karşın hak arama ve mülkiyet hakkının kullanımının önüne geçen bir düzenleme olarak ortaya çıkmış bulunması nedeniyle Anayasa’nın 5. maddesine, keza düzenlemenin kişinin temel hak ve özgürlükleri kapsamındaki hak arama ve mülkiyet hakkının özüne dokunan niteliği gözetildiğinde Anayasa’nın 13. maddesine, Anayasa’nın 138/3. maddesinde görülmekte olan somut davalarla ilgili olarak yasama meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili görüşme dahi yapılamayacağı hükme bağlanmış iken dava hangi nedenle açılmış olursa olsun verilecek kararın ve hatta yargılama giderlerinin dahi ne şekilde hükme bağlanacağının düzenlenmiş olması nedeniyle söz konusu hükme de aykırı düşmektedir.
    Her ne kadar Anayasa’nın 167. maddesinde devletin para, kredi, sermaye piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alacağı öngörülmüş ise de, alınacak bu tedbirlerin herhalde Anayasaya aykırı bir kanuni düzenleme yoluyla gerçekleştirilmesi düşünülemeyecek olup aksinin kabulü Anayasa’nın başlangıç hükümlerine açıkça aykırı düşecektir.
    Tüm bu nedenlerle, çoğunluk kararının dayanağı yasa hükmünün, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddesi uyarınca itiraz yoluyla iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması ve buradan çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği kanısında olduğumdan çoğunluğun bu hususun bozma nedeni yapılmaması düşüncesine katılmıyorum.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi