14. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/13146 Karar No: 2010/1880 Karar Tarihi: 23.02.2010
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2009/13146 Esas 2010/1880 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2009/13146 E. , 2010/1880 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.11.2006 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.03.2009 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 23.02.2010 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av.... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 556 ada 2 ve 570 ada 3 parsel numaralı taşınmazlardaki davalıların murisi ..."in hisselerini 12.04.2002 tarihinde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, bedelini ödediğini belirterek adına tescilini istemiştir. Davalılar, 16.07.2008 tarihli oturumda davayı kabul etmişlerdir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre davacının sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-HUMK.nun 417. maddesi; "Kanunen musarrah olan hallerden maadasında masarifi muhakemenin aleyhinde hüküm verilen taraftan istifa olunmasına karar verilir. Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa mahkeme her birini masrafla ilzam veya bu masrafı aralarında takdir ettiği surette taksim eder" şeklindedir. Yargılama gideri kapsamında değerlendirilen avukatlık ücretinin takdirinde de aynı usul uygulanmalı, bir başka anlatımla davanın kabulü halinde kendini vekil ile temsil ettirmiş ise yalnız davacı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmelidir. Somut olayda da; dava kabul ile sonuçlanmış, davacı taraf yararına avukatlık ücretine hükmedilmiştir. Ne var ki; mahkemece değişik bir yorumla dava konusunun saptanan değeri ile davacı tarafından bildirilen değer arasındaki fark üzerinden sanki dava kısmen kabul edilmiş gibi davalı yararına da avukatlık ücretine hükmedilmiştir. Bir davada gerek harç ve gerekse diğer giderlerin takdirinde de aynı dava değeri esas alınmalıdır. Belirtilen nedenle mahkemece bilirkişi raporu ile saptanan değer üzerinden ve sadece davacı taraf yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi ile yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının (1). bentte yazılı nedenle reddine, (2). bentte yazılı nedenle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 750.00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, 23.02.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.