Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir
Dosyadaki kayıt ve belgelerden kazalı sigortalının 8.1.2005 tarihinde operatör yardımcısı olarak sondajın MAS parçasının sökülmesi işinde çalışırken üzeri buzlu ve ıslak olan MAS parçasından kayıp düşerek sağ omzundan yaralanmak suretiyle %15 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı, bu iş kazası nedeniyle düzenlenen 26.4.2007 tarihli bilirkişi raporunda davacı işçinin olumsuz çalışma koşullarına karşı gerekli koruyucu malzemeleri istemediğinden %10, işverenin ise buzlu ve ıslak olan çalışma ortamındaki risk ve tehlikelere karşı koruyucu malzemeleri vermediğinden ve platformun sökülme işinde sepet ve vinç benzeri kullandırmadığından %90 oranında kusurlu bulunduğunun belirtildiği, aynı olay için mahkemece alınan 7.12.2007 tarihli ikinci kusur raporunda ise bilirkişi heyetinin benzer gerekçelerle bu defa işçinin %40 işverenin ise %60 oranında kusurlu bulunduğunu belirttikleri ve mahkemece bu raporun hükme esas alındığı anlaşılmaktadır
İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işverenin, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanununun 77.maddesinin açık buyruğudur.
Somut olayda hükme dayanak alınan 7.12.2007 tarihli kusur raporu ile 26.4.2007 tarihli kusur raporlarının gerekçeleri benzer olduğu halde raporlar arasındaki kusur dağılımındaki çelişki giderilmeden sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. Bilirkişi raporunun İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle, işverenin dönüş için uygun araç ve koşulları oluşturmadığı da dikkate alınarak, işyerinin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğinin ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin, işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelemek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde, saptaması gerekir.
Mahkemece yapılacak iş; 26.4.2007 ve 7.12.2007 tarihli kusur raporlarında işçi ve işverene verilen kusur oranları arasındaki çelişkinin giderilmesi için işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetine konuyu yeniden yukarıda açıklandığı biçimde inceletmek, verilen rapor dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilmek, hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan veriler göz önünde tutularak yeniden hesap raporu almak, bu şekilde hak sahiplerinin zararı belirlendikten sonra, mükerrer ödemeyi ve haksız zenginleşmeyi önlemek için, hüküm tarihine en yakın tarihte yürürlükte bulunan katsayı ile hak sahiplerinin gelirlerindeki artışları saptamak suretiyle tazminattan indirilmek ve sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın kusur raporları arasındaki açık çelişki giderilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 8.3.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.