Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/4092
Karar No: 2014/7250
Karar Tarihi: 15.04.2014

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2014/4092 Esas 2014/7250 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2014/4092 E.  ,  2014/7250 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 21/12/2004
    NUMARASI : 2001/36-2004/701

    A.. K.. ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 21.12.2004 gün ve 36/701 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı A.. vekili, satın alma ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik nedeniyle 149 ada parselin Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili; dava konusu taşınmazların çalılık vasfı ile tesbit edildiğini, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacı lehine kazanma koşullarının gerçekleşmediğini, sit alanında kaldığından zilyetlikle kazanma imkanı bulunmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının davasının kabulü ile Muğla İli, Bodrum İlçesi, Gökçebel Köyü"nde zeytinlik vasfında 31438,90 m2 miktarındaki 149 ada parselin Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava konusu Gökçebel köyü 149 ada arsel 19.04.1990 tarihinde yapılan kadastro çalışmalarında 31438,90 m2 miktarında zeytinlik vasfı ile komşu ve davacı A.. K.. adına tesbit ve tescil edilen 149 ada parsele uygulanan 01.07.1965 tarih 2 sıra numaralı tapu kaydının güney hududunun Andızlı tepe okuması sebebiyle gayri sabit sınırlı kabul edilerek miktar fazlası olarak Hazine adına tesbit edilmiş, tutanak 22.01.1991 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir.
    Mahkemece, yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme, alınan bilirkişi raporları hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınrmazın doğu hududunda Hazine adına çalılık vasfı ile tesbit ve tescil edilen 149 ada 173 parsel ve ötesinde de orman bulunmaktadır. Dava konusu taşınmazın doğusunda çalılık ve orman vasfında taşınmazlar bulunması, tutanağın edinme sebebinde yazılı tapu kaydı sınırında da Andızlı tepe yazılı olduğu gözetildiğinde orman araştırması yapılması zorunludur. Ayrıca Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğü"nün 04.09.2003 tarihli cevabi yazısında; yazı ekindeki krokide gösterilen alanın 1.derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edildiği bildirilmiş, keşif sonunda alınan teknik bilirkişi raporunda ise dava konusu taşınmazın 1.derece arkeolojik sit alanı dışında kaldığı bildirilmiş ise de yapılan araştırma bu yönden de yetersizdir.
    Öncelikle; Devlet Ormanları T.C. Anayasası"nın 169. maddesine göre, kamu malı niteliğinde olup, özel mülkiyete konu edilemez ve zamanaşımıyla iktisap edilemezler. Bu kapsamda; Mahkemece, taşınmazın "orman" vasfında olup olmadığının tespiti bakımından, dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastro çalışmalarının yapılıp yapılmadığının Orman İdaresinden sorulması, kesinleşmiş orman kadastro çalışmalarına ait harita ve tutanaklar ile kesinleşme tarihini gösteren belgelerin haritasıyla birlikte Orman İdaresinden getirtilmesi, kesinleşmiş orman kadastrosu söz konusu değilse, bu taktirde taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu"nun 1. maddesi uyarınca orman veya orman toprağı sayılan yerlerden olup olmadığı konusunda gerekli incelemenin yapılması, bu taktirde hava fotoğrafları, gizli memleket haritası ve orman amenajman haritasının uygulanması suretiyle araştırmanın yapılması, bu bakımdan taşınmazın kadastro tespit tarihi olan 19.04.1990 tarihinden geriye doğru en az 20-30 yıl (1960-1970 tarihleri arası) öncesine ait iki ayrı zamanda çekilmiş yüksek çözünürlüklü hava fotoğraflarının Harita Genel Kamutanlığı"ndan, fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalarının ise İl Kadastro Müdürlüğü"nden getirtilerek dosya arasına konulması, yerel bilirkişi ve tanıkların HMK"nun 243, 244 ve 259. maddeleri gereğince davetiyeyle keşif yerine çağırılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenmeleri, dava konusu taşınmazda zilyetliğin ne şekilde ne zaman başladığının, zilyetlik şekli ve süresinin yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, getirtilecek hava fotoğrafları ile İl Kadastro Müdürlüğü"nden istenen paftaların 1960-1970 yılları arasında çekilen ve düzenlenen fotoğraflar ile paftalar olması gerektiğinin gözetilmesi, bunların çekildikleri ve düzenlendikleri tarihlere göre hava fotoğraflarıyla ormana ait tüm bilgi, belge ve haritaların yeniden yapılacak keşifte uzman bilirkişiler, jeodezi ve fotoğrametri mühendisi ve orman mühendisi aracılığıyla zemine uygulanması, hava fotoğraflarının çekildikleri tarihlere göre taşınmazın kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı, 6831 sayılı Kanun hükümleri uyarınca taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde kalıp kalmadığı veya orman sayılan yerlerden bulunup bulunmadığı hususlarında hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde anılan bilirkişilerden tarafların ve Yargıtay’ın denetimine açık gerekçeli, karşılaştırmalı rapor alınması gerekir. Bundan ayrı, daha önce rapor alınan ziraat bilirkişisi dışında üniversitelerin toprak bölümünden seçilecek bir ziraat bilirkişisi aracılığıyla dava konusu taşınmaz ve çevresindeki arazinin toprak yapısı birlikte incelenmek suretiyle dava konusu yerin kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı hususunda aynı şekilde gerekçeli, karşılaştırmalı, Yargıtay ve tarafların denetimine açık rapor istenmesi gerekmektedir.
    Sit alanı içinde kalıp kalmadığı bakımından ise, 30.05.2007 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 22.05.2007 tarihli 5663 sayılı Kanunla değiştirilen 11.maddenin 2. cümlesinde “ancak Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurullarınca birinci grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlar ile 1. ve 2. derece arkeolojik sit alanlarındaki taşınmazlar zilyetlik yoluyla iktisap edilemez” hükmüne yer verilmiştir. 11.maddenin değişik son şekline göre Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurullarınca birinci grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlar ile 1. ve 2. derece arkeolojik sit alanlarının iktisabı mümkün değildir. Bunun dışında kalan arkeolojik sit alanları ile doğal sit alanlarının kazanma koşulları oluştuğu takdirde kazanılması ve tescili mümkün olmaktadır. Bu durumda Mahkemece zilyetlikle kazanıma ilişkin diğer koşulların da oluştuğunun belirlenmesi halinde, nizalı taşınmazın bulunduğu yerle ilgili Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu İl Müdürlüğü"nden ya da Bölge Müdürlüğü"nden dava konusu yeri kapsayan harita ile hangi derece ve nitelikteki sit alanı kapsamında kaldığını gösteren karar, harita ve belgelerin getirtilerek dosya arasına konulması, yöntemine uygun bir biçimde yapılacak aynı keşifte hazır edilecek konusunda uzman arkeolog bilirkişi aracılığı ile taşınmazın bu belgelere göre 2863 sayılı Kanunun 11.maddesi 2.cümlesi karşısındaki durumu da duraksamaya yer bırakmaksızın belirlenmelidir.
    Öte yandan, HMK"nun 290. maddesi gereğince keşif sırasında birlikte götürülecek uzman bir fotoğrafçı bilirkişi aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğraflarının çektirilerek keşfi yapan hakim tarafından onaylandıktan sonra dosya arasına konulması, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı görülen hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3.maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"nun 388/4 (HMK. m. 297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 15.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi