Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/950
Karar No: 2019/3500
Karar Tarihi: 27.05.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/950 Esas 2019/3500 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2018/950 E.  ,  2019/3500 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün taraf vekillerince süresinde temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, davacı ile davalı şirketin 01/11/2011 tarihinde yaptıkları sözleşmeye göre davalının ürünlerinin ..." da dağıtım ve pazarlamasını yapacağını, davalının sözleşmeye uygun davranmaması üzerine ... 21.Noterliğinin 27/12/2012 tarih ve 23115 yevmiye nolu ihbarnamesinin gönderilerek sözleşmenin feshedildiğini, davalıya vadesi açık olarak verilen teminat senedi doldurularak cebri icraya başvurulduğunu, söz konusu senet nedeniyle davacının borçlu olmadığını,8.500.000,00TL miktarlı ve 16/04/2003 keşide tarihli çekin de haciz baskısından kurtulmak amacıyla ödendiğini, kesilen faturalar toplamının 108.158.878.800TL olduğu buna karşılık davacının keşide edip gönderdiği çeklerin ve paraların toplamının 165.693.528,188TL olduğunu, aradaki fark olan 57.534.649,388TL bakımından davalının zenginleştiğini, yapılan fazla ödemenin iadesi gerektiğinden ... 5.İcra Müdürlüğü"nün 2003/3949 Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine yapılan icra takibinin iptaline, davacının borçlu olmadığının tespitine, davacının 57.534.649,388TL davalıdan alacaklı olduğunun tespitine, haciz baskısı ile ödenen 8.500.000,00 TL çek bedelinin ödeme tarihinde itibaren işleyecek faizi ile istirdadına, haksız ve kötü niyetli alacaklının icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, alınmamış ürünlerin bedelinin ödendiği iddiasının gerçeğe uygun bulunmadığını, sözleşme şartlarına göre ürün bedellerinin 2 ay müddetli çeklerle ödeneceğinin kararlaştırıldığını, buna göre davacının vadeli ürün aldığını ve aldığı malların paralarının ödendiğini, ... 5. İcra Müdürlüğünün 2003/3949 takip sayılı dosyasında takibe konulan alacaktan vazgeçildiğini, 8.500.000,00 TL bedelli çekin ise her hangi bir haciz baskısı altında kalınmadan elden davacı tarafından ödendiğinden davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, ... 5.İcra Müdürlüğü"nün 2003/3949 esas sayılı dosyasında takibe konulan bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti istenilmiş ise de dava açılmadan evvel burada açılan takipten vazgeçilmiş olduğundan konusu kalmayan bu talebin reddine, davacı tarafından haksız ödenildiğinden bahisle istirdadı talep edilen 8.500.00,00 TLçek bedelinin davacı tarafından davalıya elden takip dışı kendi özgür iradesi ile ödendiğinden bu talebin reddine, davacı tarafından 57.534,649,388TL.alacaklı olduğunun tespiti istenmiş ise de; eda davası açılması mümkün bulunan konularda tespit istenemeyeceğinden bu konuda davacının hukuki yararı olmadığından bu talebin reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Hüküm Dairemizin 02.10.2007 gün, 2007/2486 Esas 8459 Karar sayılı ilamı ile, mahkemece davacının davalıdan 57.334,649,388TL alacaklı olduğunun tespitini istediği, eda davasının açılmasının mümkün olduğu hallerde tespit istenemeyeceği, davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, dava dilekçesinin 1.sayfasının davanın konusu bölümünde alacağın tahsili talebinde bulunulduğu, bu durumda davanın eda davası olduğu gözetilerek işin esası hakkında karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyulmayarak direnilmesi üzerine davacı vekili tarafından direnme kararı temyiz edilmiş, hüküm Yargıtay HGK’nın 2009/19-3 esas ve 63 karar sayılı ilamı ile tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dosyadaki tutanak ve tanıklara bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre HGK’ca benimsenen özel daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamaya ve benimsenen bilirkişi raporuna göre,davacının davalıya borçlu bulunmadığı ve davalıdan 57.534.649,388TL.alacaklı olduğunu ilişkin talepleri sübut bulmadığından reddine, ayrıca davacının haciz baskısı nedeniyle ödenen çek bedeli 8.500.000,00TL.nin istirdadına ilişkin talebinin de sübut bulmaması nedeniyle reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Hüküm Dairemizin 05.12.2011 gün, 2011/12601 Esas 15222 Karar sayılı ilamı ile; davacı vekili 05/02/2011 havale tarihli dilekçesi ile, dilekçe ekinde dosyaya sunulan nakit ödeme makbuzları, çek teslim belgeleri ve banka havalesi ile yapılan ödeme dekontlarının davalı ticari defterlerine işlenmediği gibi bilirkişi incelemesinde de dikkate alınmadığı yolunda beyanda bulunduğundan,mahkemece davacı tarafından dosyaya birer sureti sunulan makbuz ve banka havalesi yoluyla yapılan ödemeler ile davacının davalı şirkete verdiğini iddia ettiği çeklere ilişkin kayıtların tacir olan davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarında yer alıp almadığı, varsa ödemelerin ve çeklerin toplam tutarının ne kadar olduğu, böylece davacının alacağının olup olmadığı hususlarının gerekirse ilgili bankalardan havaleler yönünden araştırma ve inceleme yapılarak konusunda uzman 3 kişilik bir bilirkişi heyetine inceleme yaptırılmak suretiyle önceki bilirkişi raporlarındaki çelişkileri de giderecek şekilde ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediğinden bahisle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamaya ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının her ne kadar davalıya borçlu olmadığı halde 16/04/2003 keşide tarihli 8.500.000,00TL bedelli çeki haciz baskısı altında ödediği iddiası ile ödediği bu bedelin istirdadını, yine davalıya 57.534.649.388 TL borçlu olmadığının tespiti ile bu meblağın davalıdan tahsilini talep etmiş ise de, söz konusu taleplerini ibraz ettiği deliller ve davalı şirketin defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu ispat edememesi nedeniyle reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Hüküm Dairemizin 25.11.2015 gün, 2015/5629 Esas 2015/15554 Karar sayılı ilamı ile, davalı vekilinin yargılama sırasında 1. bozma ilamından önce alınan 28.02.2005 tarihli ek rapora yönelik 05.04.2005 havale tarihli dilekçesinde; “bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacının müvekkilinden teslim aldığı mal tutarının 108.158,87 TL olduğunu buna göre bilirkişi raporu doğrultusunda davacı alacağının çekler toplamı 106.805,45 TL +havale toplamı 10.548.00 TL olmak üzere toplam 117.053,45 TL olduğu, bu miktardan alınan mal miktarı mahsup edildiğinde davacı alacağının 8.894,58 TL olduğunu” beyan ettiği, davalının bu beyanının ikrar niteliğinde olduğundan bağlayıcı olduğunu, o halde mahkemece davalı vekilinin söz konusu beyanı gözetilerek aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden bahisle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamaya ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının defter kayıtları ile davalı tarafın defter kayıtlarının özellikle ödemeler yönünden birbirini teyit etmediği,01/11/2000 tarihli sözleşmeye dayalı olarak davacının defterinde 32 adet ve 108.158,88 TL bedelli fatura kaydının mevcut olduğu, davalı vekilinin 05/04/2005 tarihli dilekçesinde davacıya satılan ve teslim edilen mal tutarını 108.158,88 TL olarak kabul etmiş olduğu, davalıya 132.674,20 TL çek, 10.548,00 TL havale, 3.094,00 TL nakit ödeme yapıldığı belirtilmiş ise de, iade edildiği ve ödenmediği iddia edilen 22.675,85 TL tutarındaki çekin bankadan gelen yazılara göre toplam 19.762,00 TL"lik kısmının davalıca tahsil edilmiş olduğu,buna göre davalının kabulü ve 19/08/2016 tarihli rapora göre davacının toplam 42.489,75 TL borçlu olmadığı sabit olduğundan, bozma ilamı doğrultusunda davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmi, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Mahkemece Dairemizin bozma kararına uyulmuş ancak bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Dairemizin 25.11.2015 tarihli bozma kararında davalının davacıya 8.894,58 TL borçlu olduğunu ikrar ettiğine işaret edilerek, bu beyanda dikkate alınarak hükme esas alınan bilirkişi raporuna ek rapor alınması yönünde karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulmuş önceki bilirkişi kurulundan ek rapor istenmiş ancak önceki bilirkişi kurulu biri hukukçu biri mali müşavir olduğu halde sadece mali müşavirden rapor alınmış hukukçu bilirkişinin bu vasfını kaybettiği için raporu imzalayamadığı taraf vekillerinin dilekçelerinden anlaşılmıştır. Öte yandan mali müşavirin tek başına düzenlediği raporunun da denetime elverişli olmadığı görülmektedir.
    Bu durumda mahkemece, dosyanın yeniden oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi kuruluna tevdi edilip bozma kararında işaret edilen davalı ikrarından az olmamak üzere davacının daha fazla bir alacak hakkı olup olmadığı tarafların ticari kayıtları ve dosya içeriğine göre incelenip tarafların önceki rapora itirazları da karşılanmak suretiyle edinilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekir iken eksik soruşturmayla karar verilmesi doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, davacı itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 27/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi