15. Ceza Dairesi Esas No: 2015/5652 Karar No: 2018/3443 Karar Tarihi: 15.05.2018
Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2015/5652 Esas 2018/3443 Karar Sayılı İlamı
15. Ceza Dairesi 2015/5652 E. , 2018/3443 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : Beraat
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanıklar ...ve ... resmi nikahlı evli iken, sanık ... ..."ın vefat eden babasından ölüm aylığı alabilmek için 06/11/2009 tarihinde muvazaalı olarak boşandıkları, ancak aynı evde birlikte yaşamaya devam ettikleri, SGK" dan maaş almak suretiyle haksız menfaat temin ederek kamu kurumunu dolandırdıkları, Sanıklar ... ve ..."ın da 1993 yılında gayrı resmi olarak birlikte yaşamaya başladıkları ve bu birlikteliklerinden iki çocuklarının olduğu, sanık ..."ın vefat eden babasından ölüm aylığı alabilmek için resmi nikah yapmadıkları, hatta çocuklarını da sanıkların kardeşleri olan ve evli olan ... ve ..."ın üzerine kaydettirdikleri, bu suretle sanıkların kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia olunduğu olayda; Mahkeme tarafından mutlak butlanla malul bir karar olduğuna hükmedilmeyen bu nedenle hukuken geçerli olan bir kararla boşandıktan sonra, eşlerin bir arada yaşamasını engelleyen birlikte yaşamanın suç olduğuna dair kanuni bir düzenlemenin bulunmaması karşısında, eşlerin bir arada yaşamasının, boşanmanın maaş almak amacıyla yapıldığının ve hileli davranışın kanıtı olamayacağı, nitekim 5510 sayılı Kanun"un 56. maddesinde bu durumu tespit edilen kimselerin gelir ve aylığının kesileceği ve ödenmiş tutarların geri alınacağının belirtildiği, bu hususta cezai düzenlemenin bulunmadığı, yine eşlerin fiilen birlikte yaşamalarına rağmen resmi nikah kıymama şeklindeki eylemlerinin de dolandırıcılık olarak nitelendirilemeyeceği gözönüne alındığında; sanıklar ... ve ... ile sanıklar ... ve ..."ın eylemlerinin hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu gözetilerek, dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığına yönelik kabulde, Anayasa, AİHS ve kanuni düzenlemeler dikkate alındığında, bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin bir sebebe dayanmayan temyiz itirazlarının reddi ile hükümlerin ONANMASINA, 15/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.