Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/8048 Esas 2016/8870 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8048
Karar No: 2016/8870
Karar Tarihi: 13.10.2016

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/8048 Esas 2016/8870 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/8048 E.  ,  2016/8870 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    Taraflar arasındaki davada ... 6. Tüketici ve ... 5. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, devre mülk satış sözleşmesi nedeniyle davalıya verilen bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti, sözleşmenin iptali ve senetlerin iadesi istemine ilişkindir.
    ... 6. Tüketici mahkemesince, taraflar arasındaki sözleşmenin 4077 sayılı Kanun kapsamında tüketici işlemi niteliğinde bulunmadığını, davanın bu haliyle tüketici mahkemesinin görev alanına girmediği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
    ... 5. Asliye hukuk mahkemesi ise uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
    6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde, kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” hükmüne yer verilmiştir. "Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi kapsar. Tüketici ise, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade eder" şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 3. maddesinde de “Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder" şeklinde tanımlanmıştır.
    Bir hukukî işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için, kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen, taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekir.
    Somut olayda; davacı, taraflar arasında düzenlenen, hisseli gayrimenkul satış (devre mülk) vaadi sözleşmesinin davacı tarafça tek taraflı olarak feshedilmesine rağmen davalıya verilen senetlerin iade edilmediği ve vadesi gelen senetlere ilişkin icra takibi başlatıldığını ileri sürerek icra takiplerinin durdurulması ve iptali ile vadesi gelmeyen senetlerin ödemesinin durdurulması ve iptalini talep ettiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.
    Devre mülk hakkı Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır. Mevcut uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için davaya konu sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerekli olmayıp, şekil şartına uyulup uyulmadığı hususunun Tüketici Mahkemesince tartışılarak bir karara varılması gerektiğinden, 6502 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK"nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 6. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13/10/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.