9. Hukuk Dairesi 2021/1715 E. , 2021/5867 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı şirket vekili, davalının 03.09.2008-16.12.2011 tarihleri arasında tıbbi mümessil olarak çalıştığını, işyerinde çalışanların motivasyonunu arttırmak için “avans prim ödemesi” uygulamasının bulunduğunu, prim prosedüründe de belirtildiği üzere performans ölçümünün senelik olduğunu ve kişinin o sene için hak ettiği nihai prim miktarı sene sonunda bütün sene prosedürünün göz önüne alınması ile belirlendiğini, ara dönemlerde ise dönemlik performansa göre avans prim ödemesi yapıldığını, her üç aylık dönem sonunda prim hesaplaması yapıldığını, hesaplanan döneme denk gelen baz primi geçmemek üzere kişiye ödeme yapıldığını, özetle sene başında bir çalışana bir sene içerisinde hedefi tutturması halinde yıl sonunda ödenecek primin dönem başlarında peşin olarak ödendiğini, çalışanın yıl sonunda yapmış olduğu çalışmalar ile kendisine verilen hedefi tutturması halinde peşin olarak ödenen avansın sıfırlandığını, tutturamaması halinde ise prim ödemeye hak kazanamaması nedeniyle kendisine borç kaydedildiğini, hedefi tutturamadan işten ayrılması halinde kendisine ödenen alacaktan mahsup edildiğini,davalının çalışması halinde borcun yeni döneme devredeceğini ancak davacının 16.12.2011 tarihinde işten ayrılması nedeniyle mahsup uygulamasının yapılamadığını belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, avans prim ödemesi yapılmasının hayatın olağan akışına ters düştüğünü, vadedilen primlerin eksik ödendiğini, prim adı altında eksik ödenen ve yıl içerisinde belli bir tutara denk gelen bu gizli ücretin eksik ödenmesi nedeniyle borcunun bulunmadığını, eksik alacaklarına ilişkin talepte bulunulmaması için iş bu davanın açıldığını, davacı yanca yıl sonu performans değerlendirmesi sonucu çıkan rakamların kasım ayı sonu itibariyle belirlendiğini, şirket uygulamasının yeni döneminin Ocak ayı değil kapanan yılın Aralık ayı olduğunu, Aralık-Şubat ayları arasının ilk çeyreği ifade ettiğini, bu itibarla iş sözleşmesinin son bulduğu dönemde kesinti yapılamadığına ilişkin iddiasının gerçeği yansıtmadığını,16.12.2011 tarihi itibariyle kesintinin yapılabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 02.11.2017 tarihli ilâmıyla, Mahkemece, uzman bir bilirkişiden rapor alınmak suretiyle davacı işyerindeki prim sistemine göre davalı işçinin prime hak kazanıp kazanmadığı, kazanmışsa hangi oranda prim alacağına hak kazandığı, davacı şirket tarafından ödenen miktarlarda dikkate alınarak davalıya ödenen fazla primin bulunup bulunmadığı belirlenerek tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre hüküm verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı şirket vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında davacı şirketin davalı işçiye fazladan ödediği prim alacağı bulunup bulunmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda; davacı işyerinde tıbbi mümessil olarak çalışmış olan davalı işçinin, ücretin yanında performansa bağlı olarak satış primi aldığı anlaşılmaktadır. Davacı şirket prim sistemine göre dört aylık dönemlerde prim ödemesi yapıldığını,1, 2 ve 3. dönem ödemelerinin avans prim niteliğinde olduğunu, yıl sonunda hesaplanan primden varsa o ana kadar yapılmış prim ödemelerinin toplamdan çıkartılması ve borçlarının düşülmesi ile senelik prim ödemesinin yapıldığını beyan etmiştir.
Davacı tarafça dosyaya sunulan işyerindeki prim sisteminin uygulanmasına ilişkin prim plus (hedef ve prim sistemi) ile ilgili prosedürün, performans ölçümü ve prim hesaplamasına ilişkin uygulama unsurları başlıklı 5.2.maddesi: “Saha Teşkilatının performansı ürün bazında her ay gerçekleştirilen satış ve coğrafyaların ulaştıkları pazar paylarına bakılarak SES Sorumlusu tarafından ölçülür. Primler, dönemsel olarak - yani yılda dört sefer - hesaplanır ve dağıtılır. Primler “Satış Primi” ve “Pazar Payı Primi” olmak üzere ikiye ayrılır. Satış primi hesaplanırken satış hedefi gerçekleştirme oranına bakılırken, pazar payı primi hesaplanırken hem çalışılan ürünlerin pazar payları hem de yılbaşına göre ürünlerin pazar paylarındaki değişikliğe göre elde edilen sıralama göz önünde bulundurulur. Hesaplamalarda “Yılbaşından Günümüze Kadar (YGK)” prensibi kullanılır. Bunun anlamı; tüm hesaplamalarda, başlangıç ayı olarak Pfizer yıl tanımının birinci ayı olan Aralık ayının dikkate alınacağıdır. Bu prensip, satış teşkilatı üyelerine telafi etme şansı vermek için kullanılmıştır, örneğin; birinci dönemin sonunda gerekli hedef gerçekleştirme yüzdesini elde edemeyerek prim almaya hak kazanamayan bir satış teşkilatı mensubunun, ikinci dönemin sonunda yarı yıl hedefini gerçekleştirmesi durumunda hak kazanacağı prim miktarı, birinci dönemde elde edemediği prim de dahil olmak üzere tüm yarı yıl seviyesinde olacaktır. Bu mantık tüm yıl için geçerlidir. Prim miktarlarının tespitinde, Satış ve Pazarlama Yönetimi tarafından belirlenen katsayılar ve baz prim kullanılır. Bu belirlenen baz primin yarısı satış priminin, diğer yarısı ise pazar payı priminin baz primi olur. Prim hesabını dönem sonlarında (istisnai bir durum söz konusu değilse) Prim Plus yazılımını kullanarak SES Sorumlusu yapar. Yıl boyunca dört kez prim ödemesi yapılır. Bu ödemeler de YGK bazındadır. Birinci, ikinci ve üçüncü dönemlerde ödenecek primler senelik primin avansı mahiyetini taşıdığından en fazla baz prim kadardır. Yılsonunda (dördüncü dönemin sonunda) hesaplanan YGK primden, eğer var ise o ana kadar yapılmış prim ödemelerinin toplamının çıkartılması ve borçların düşülmesiyle senelik prim ödemesi tamamlanmış olur." şeklinde düzenlenmiştir.
Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 02.11.2017 tarihli bozma ilâmında, uzman bir bilirkişiden rapor alınmak suretiyle davacı işyerindeki prim sistemine göre davalı işçinin prime hak kazanıp kazanmadığı, kazanmışsa hangi oranda prim alacağına hak kazandığı, davacı şirket tarafından ödenen miktarlarda dikkate alınarak davalıya ödenen fazla primin bulunup bulunmadığı belirlenerek tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre hüküm verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek ve bilirkişi heyet raporu alınarak, dosya kapsamında 4857 sayılı Kanunun 22. maddesi gereğince düzenlenmesi gereken yazılı muvafakatname bulunmadığından davalıya Ekim 2010 tarihinde tahakkuk ettirilen satış priminin davacıya geri ödenmesi gerekmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunda bozma kararının gereğinin tam olarak yerine getirilmediği görülmektedir. Ancak dosyanın yeniden yapılan incelemesinde, davacı işyerindeki prim sisteminin uygulanmasına ilişkin prim plus (hedef ve prim sistemi) ile ilgili prosedürün yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen 5.2 nolu performans ölçümü ve prim hesaplamasına ilişkin uygulama unsurları başlıklı maddesinde yer alan, “...Birinci, ikinci ve üçüncü dönemlerde ödenecek primler senelik primin avansı mahiyetini taşıdığından en fazla baz prim kadardır. Yılsonunda (dördüncü dönemin sonunda) hesaplanan YGK (Yılbaşından Günümüze Kadar) primden, eğer var ise o ana kadar yapılmış prim ödemelerinin toplamının çıkartılması ve borçların düşülmesiyle senelik prim ödemesi tamamlanmış olur..."şeklindeki düzenleme dikkate alındığında işyerinde uygulanmakta olan prim sistemi gereği ara dönemlerde peşin olarak ödenen avans prim ödemesinin iş sözleşmesinin feshi halinde fazladan ödenen kısmının iadesi için davalı işçinin yazılı muvafakatinin alınmasına gerek bulunmamaktadır. Ayrıca davalı işçinin tanıkları da her üç aylık dönemde primlerin ödendiğini, sene sonu kota tutmadığında bu primlerin geri alınması uygulaması bulunduğu yönünde beyanda bulunmuşlardır. Bu durumda tüm dosya kapsamına göre, davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcınn istek halinde ilgiliye iadesine, 10/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.