2. Ceza Dairesi Esas No: 2012/20693 Karar No: 2013/4074 Karar Tarihi: 28.02.2013
Hırsızlık - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2012/20693 Esas 2013/4074 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2012/20693 E. , 2013/4074 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 6 - 2012/30908 MAHKEMESİ : Alaçam Asliye Ceza Mahkemesi TARİHİ : 05/05/2011 NUMARASI : 2010/201 (E) ve 2011/75 (K) SUÇ : Hırsızlık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Oluş ve dosya içeriğine göre yakınanın plaja gelerek cüzdanını plajda bıraktıktan sonra denize girdiği sırada sanığın yakınana ait poşetin içindeki cüzdandan bir miktar para ile çakmak çaldığı daha sonra kovalamaca sonucu yakınan tarafından yakalandığı anlaşılmakla, bu şekilde gerçekleşen eylemin 5237 sayılı TCK.nun 141/1. maddesi kapsamında bulunduğu halde aynı Yasanın 142/1-e maddesi ile uygulama yapılması, 2-Suça konu paranın bir kısmının elde edilememiş olması karşısında hırsızlık suçunun tamamlandığı gözetilmeden kalkışma hükümlerinin uygulanması, Bozmayı gerektirmiş, sanık S.H.K.. müdafisinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca yeni hüküm kurulurken bozma öncesi hükmolunan yaptırımın (cezanın) ve sonuçlarının ağırlaştırılamayacağı kuralının gözetilmesine, 28/02/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Yargılamanın özü müştekinin halk plajında denize girerken suça konu eşyaların bırakıldığı yerden sanık tarafından çalınmasıdır. Türkiye üç tarafı denizlerle çevrili insanların denize girmesine elverişli sahillerden oluşan bir yarımadadır. Ülkemizde halk plajlarında denize girmek için gelen insanların eşyalarını koruma altına alabilecekleri yerler bulunmadığı gibi en azından elbiseler ve havlu gerek genel adet, gerekse kullanımları gereği zorunlu olarak açıkta bırakılmaktadır. Bu eşyaların güvenliği genellikle beraber olunan diğer arkadaşın eşyaların başında durmasıyla sağlanabilmekte başkaca koruma yöntemi bulunmamaktadır. Bu uygulama ülke genel ve yerelinde genellik ve devamlılık göstermektedir. Bu tür eşyaların korunmasız oluşu yoğun şekilde hırsızlığa konu olmaları sonucunu doğurmaktadır. Yasa koyucu hırsızlık suçlarının adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış bu tür eşyalara karşı işlenmesi halini 5237 sayılı TCK.nun 142/1-e maddesi ile nitelikli hal saymış basit hırsızlık suçuna göre daha ağır yaptırıma bağlamıştır. Bu açıklamalar ışığında; İncelemeye konu hırsızlık suçunun 5237 sayılı TCK.nun 142/1-e maddesinde düzenlenen adet gereği açıkta bırakılan eşya hakkında işlendiğine ilişkin Yerel Mahkeme uygulamasının yerinde olduğu bu nedenle onanması düşüncesinde olduğumdan suç niteliğine ilişkin bozma isteyen sayın çoğunluğun düşüncesine katılmıyorum.