21. Hukuk Dairesi 2018/2263 E. , 2019/1343 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davacı ve davalı ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Yerel mahkemece 22/07/2017 tarihli ek karar ile verilen temyiz isteminin süreden reddine dair hükmün temyizen incelenmesinin davacılar vekili tarafından süresinde istenmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Davacılar vekilinin yüzüne karşı verilen 14/05/2015 tarihli hüküm İş Mahkemesince verilmiştir. Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 8. maddesi hükmüne göre İş Mahkemelerinden verilmiş bulunan nihai kararların 8 gün içinde temyiz olunması gerekir. Bunun yanında tefhim olunan hüküm 6100 sayılı HMK"nın 297. maddesindeki unsurları içerir biçimde yapılmadığı takdirde Yasada öngörülen ve tefhimden başlayan 8 günlük temyiz süresinin geçtiğinden söz edilemez.Ek kararda, davacılar vekilinin yüzüne karşı okunan kısa karar ile temyiz süresinin başladığı ve tefhimden itibaren 8 günlük sürenin geçmesi üzerine temyiz talebinde bulunulduğu gerekçesi ile davacılar vekilinin temyiz talebi reddolunmuştur.Kısa kararda hükme ilişkin tüm hususlara yer verilmediği ve bu nedenle gerekçeli kararın tebliğ alındığı 21/10/2015 gününden itibaren temyiz süresinin başlayacağı, davacılar vekilinin 21/07/2015 tarihinde temyiz başvurusunda bulunduğu tartışmasızdır.Bu durumda davacı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın HMK 297. maddesinde belirtilen biçimde tüm unsurları ile tefhim edilmiş bir karar olmadığı açık olup, davacı vekilinin gerekçeli kararın tebliğine göre temyiz talebinin süresinde olduğu kabul edilmelidir.
Hal böyle olunca mahalli Mahkemenin temyiz isteminin reddine ilişkin EK KARARIN KALDIRILMASINA ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 366. maddesi gereğince asıl hükmün temyizini amaçlayan temyiz itirazlarının incelenmesine karar verilmiş ve temyiz talebi incelenmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici sebeplere, temyiz kapsamına ve nedenlerine göre davalı ... AŞ vekilinin tüm, davacılar vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.Dava, ölümlü iş kazası nedeniyle davacı hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.Dava dilekçesinde eş için 500,00TL maddi, 15.000,00TL manevi; iki çocuktan her biri için ayrı ayrı 250,00TL maddi, 10.000,00TL manevi tazminatın, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talep edilmiştir.
Mahkemece nihai hükümde, davacılardan eş yararına 500,00TL maddi, 9.000,00TL manevi; iki çocuktan her biri için ise maddi tazminat taleplerinin reddi ile her biri adına 6.000,00TL manevi tazminatların davalılardan müştereken ve müteselsilen karar verilmiştir. Uyuşmazlık konusu davalılar lehine takdir edilen vekalet ücreti noktasında toplanmaktadır.Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde uyuşmazlık konusu hakkında bir düzenleme bulunmamakla birlikte, tarifenin 3/1.maddesinde; avukatlık ücretinin belirlenmesinde, avukatın emeği, çabası, işin önemi niteliği ve davanın süresi göz önünde tutulacağı; aynı maddenin 2.fıkrasında ise, müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek; ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise, her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunacağı belirtilmiştir. Anılan maddenin amacına ve içtihatı birleştirme kararına hakim olan ilke birlikte gözetildiğinde, birden fazla davacının birlikte dava açması ve tek vekille temsil edilmeleri halinde, davanın kabul edilen bölümü üzerinden davacılar yararına tek vekalet ücretine hükmedilmelidir.Somut olayda, vekille temsil edilen davalı ... ve ... şirketleri lehine, reddedilen maddi tazminatlar ve reddedilen manevi tazminat miktarları yönüyle, birlikte vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu davalılar yararına ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri hatadır ve kararın bozulması gerekir. O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmelidir ve hüküm bozulmalıdır.Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, varılan sonucun doğru olduğu, vekalet ücreti hususunda hata yapıldığı gözetilerek HMK"nın 370/2. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı, vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmalıdır.SONUÇ : Yukarıda yapılan açıklama gereğince, Hüküm fıkrasındaki, 10, 11, 12, 13, 14 ve 15. Bentlerin tümüyle çıkarılması ile yerine,"Vekille temsil edilen davalı ... (... Elektrik Dağıtım AŞ) ve ... Elektrik İnşaat Ld. Şti. şirketleri lehine, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince ret kararı verilen maddi tazminat kararları için 1.500,00TL, reddedilen manevi tazminat kararları için ise 1.680,00TL avukatlık ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalı ... ve ... şirketlerine müştereken ve müteselsilen verilmesine," rakam ve sözcüklerinin karara yazılmasına,
Kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, 25/02/2019 günü oybirliğiyle karar verildi.