1. Ceza Dairesi 2011/6567 E. , 2012/3875 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 1 - 2011/160681
MAHKEMESİ : Mardin 1. Ağır ceza Mahkemesi
TARİHİ VE NO : 03/03/2011, 2011/16 (E) ve 2011/63 (K)
SUÇ : Kasten öldürme, 6136 sayılı Kanun"a muhalefet, mala zarar verme
TÜRK MİLLETİ ADINA
1-) Sanıklar müdafiinin sanık Zeki yönünden yasal süreden sonraki duruşmalı inceleme isteminin CMUK.nun 318. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
2-a) Mala Zarar Verme suçundan kurulan hükümler yönünden;
Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 15.11.2011 gün ve 2011/3-213 esas, 2011/227 karar sayılı kararında da açıklandığı üzere; "İkimilyar liraya kadar (ikimilyar dahil) para cezalarına dair olan hükümlerin" temyiz edilemeyeceğine ilişkin CMUK.nun 305. maddesinin 2. fıkrasının 1. bendinin, Anayasa Mahkemesinin 07.10.2010 tarihinde yürürlüğe giren 23.07.2009 gün ve 65-114 sayılı kararı ile iptal edilmesinden sonra verilen, gerek hapis cezasından çevrilen gerekse doğrudan hükmolunan adli para cezasına ilişkin mahkumiyet hükümlerinin 14.04.2011 tarihine kadar hiçbir miktar gözetilmeksizin, 14.04.2011 tarihinden sonra ise 6217 sayılı Yasa uyarınca ancak doğrudan hükmolunan 3.000 Türk Lirasından fazla adli para cezalarına ilişkin mahkumiyet hükümlerinin temyizinin olanaklı hale geldiği dikkate alındığında, hüküm tarihi olan 03.03.2011 tarihi itibariyle hapisten çevrilen 2000 TL. adli para cezasına ilişkin hükümlerine yönelik temyiz başvurusu olanaklı olduğundan, CMUK.nun 305. maddesi uyarınca temyiz kabiliyeti bulunmadığı gerekçesiyle belirtilen hükümlere yönelik temyiz istemlerinin reddine karar verilmesi yönünde;
b) Birbirlerini suçlamayan ve tüm aşamalarda inkara yönelik savunmada bulundukları anlaşılan sanıklardan birisinin savunulmasının diğer sanık yönünden savunmada zaafiyet yaratmadığı ve dolayısıyla sanıklar arasında menfaat uyuşmazlığı bulunmadığının anlaşılması karşısında, aralarında menfaat uyuşmazlığı bulunduğu yönünde;
Tebliğnamedeki düşünce benimsenmemiştir.
3-) Mala Zarar Verme suçundan kurulan hükümlerde; seçenek yaptırımlardan hapis cezasına hükmedilmesi halinde, 5237 sayılı TCK.nun 50/2 maddesi uyarınca bu cezanın artık adli para cezasına çevrilemeyeceğinin düşünülmemesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
4-a) Dosya içeriğine göre;olaydan yaklaşık 5,5 ay önce sanık Ekrem"in oğlu Müjdat"ı Kasten öldürdüğü iddiasıyla hakkında kamu davası açılan ve Mardin 2.Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2009/90 Esas sayılı dosyası üzerinden yargılanan maktulün akrabası Ramazan"ın Olası Kasıtla Öldürme suçundan cezalandırılmasına ilişkin kararın Dairemizin 03.04.2012 tarih ve 6789/2459 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verildiği ve davanın derdest olduğu, işbu dosya ile incelemeye konu dosya arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu anlaşılmakla; Müjdat Orman"ın öldürülmesiyle ilgili yargılamanın neticelenmesinin beklenmesi, karar verilmiş ve kesinleşmiş ise dosyanın onaylı örneği çıkartılarak dosya arasına konularak kanıtlar birlikte değerlendirildikten sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Kabule göre de; olay günü sanık Ekrem ile kardeşi Zeki"nin fikir ve eylem birliği içerisinde ilk öldürme olayına hiçbir şekilde katılmayan maktul Sabri"yi öldürmeye karar verdikten sonra, plan yapıp evinin yakınına giderek eylemlerini gerçekleştirdikleri anlaşılmakla; sanıkların, yakınları Müjdat"ın intikamını almak düşüncesi ve görev bilinciyle, münhasıran kan gütme saikiyle hareket ettikleri anlaşıldığı halde, Dairemizin de yerleşmiş içtihatlarına göre failin kan gütme saikiyle hareket etmesinin yeterli olduğu, ayrıca ilk öldürme olayından sonra belirli bir süre geçmesinin suçun unsuru olmadığı da gözetilerek, sanıkların 5237 sayılı TCK.nun 82/1-a,j maddesi kapsamında tasarlayarak ve Kan Gütme Saikiyle Öldürme suçundan cezalandırılmalarına karar verilmesi yerine suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek Kasten İnsan Öldürme suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) 15.08.2009 tarihli celsede sanıklara okunduğu belirtilen nüfus ve sabıka kayıtlarının dosya içerisinde bulunmaması, sanık Ekrem"in sabıka kaydının ise 24.02.2011 tarihli olduğunun anlaşılması karşısında; sanık Ekrem"in nüfus kaydı ve sanık Zeki"nin ise nüfus ve sabıka kayıtları getirtildikten sonra, bu kayıtların sanıklara okunarak diyeceklerinin sorulmasında zorunluluk bulunması,
c) Kendilerini vekille temsil ettiren katılanlar Ayşi, Serdar, Yusuf ve Erdal lehine hüküm tarihinde geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekalet ücretine hükmolunması gerektiğinin düşünülmemesi,
d) 6136 sayılı Yasaya Aykırılık suçundan kurulan hükümlerde;
Dosya içeriğine göre; ele geçen 14 adet 7,62x51 mm. çaplı kovanın çap ve tipine uygun tek bir ateşli silahla atıldıkları, 7,62x51 mm. Çaplı kapsülü darbeli 1 adet fişeğin ise bu 14 adet kovanı atan silahla ile atılmaya çalışıldığının tespit edilmesi, maktuldeki yaranın tek olması, sanıkların ne tür silahla ateş ettiklerini gören tanığın bulunmaması karşısında, sanıklardan hangisinin silah kullandığının kesin olarak saptanamadığı ve kuşkunun sanıklar lehine yorumlanması gerektiği dikkate alınarak, sanıkların bu suçtan cezalandırılmalarına yeterli her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlar bulunmadığından beraatlerine karar verilmesi yerine, delillerin takdirinde hata yapılarak yazılı şekilde cezalandırılmalarına karar verilmesi,
Kabule göre de; 6136 sayılı yasaya aykırılık suçunda uygulama yeri bulunmayan 5237 sayılı TCK.nun 37/1 maddesine hükümde yer verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanıklar müdafiin ve katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeksizin kısmen re"sen de temyize tabi bulunan hükümlerin kısmen değişik gerekçeyle tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), sanık Zeki hakkında hükmolunan ceza miktarı ve tutukluluk süresine göre müdafiinin tahliye isteminin reddine, 15/05/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.
15/05/2012 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık E.. O.. müdafii Avukatlar A.B., C. M. ile B. P."ın yokluklarında 17/05/2012 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.