
Esas No: 2008/18266
Karar No: 2010/4972
Karar Tarihi: 05.04.2010
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2008/18266 Esas 2010/4972 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
.......
Davacı Kurum vekili, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu ölen sigortalıların haksahiplerine bağlanan peşin değerli gelirler nedeniyle uğranılan Kurum zararının, 506 sayılı Kanunun 26. maddesi hükmü gereğince tazminine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... ..... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan, 506 sayılı Kanunun 26. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere” ibareleri, Anayasa Mahkemesi’nin 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.11.2006 tarih ve 2003/10 Esas, 2006/106 Karar numaralı kararı ile iptal edilmiş olup, Anayasa’nın 152 ve 153. maddelerinde öngörülen düzenleme uyarınca, Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmesi ile birlikte, elde bulunan ve kesinleşmemiş tüm davalarda uygulanması zorunludur. İptal kararının Resmi Gazetede yayınlandığı tarihten sonra Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 76. maddesi gereğince, yürürlükteki kanunları uygulamakla yükümlü bulunan mahkemelerin ve Yargıtay’ın, iptal kararı ile yürürlükten kalkan bir yasa maddesine dayanarak inceleme yapma ve karar verme yetkisi bulunmadığından; davanın açıldığı tarihteki mevzuat ve içtihatlara uygun olarak açılan davanın, anılan iptal hükmü nedeniyle oluşan hukuksal durum gereğince reddine karar verilmesinde, tarafların sorumluluğu bulunmadığı halde; davacı Kurumun davada haksız çıkan taraf olarak nitelenip vekalet ücreti ile sorumluluğuna hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
./..
....
S O N U Ç : Hükmün davalılar yararına vekalet ücretine ilişkin “5.” paragrafının (dava 21/03/2007 tarihinden önce açıldığından) tamamen silinerek hükümden çıkarılmasına ve bu şekliyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 05.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.