11. Hukuk Dairesi 2020/1469 E. , 2021/619 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 05.07.2018 tarih ve 2016/97-2018/586 sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesinin davacı vekili ve katılma yoluyla davalı banka vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 05.07.2012 tarihinde davalı bankaya giderek yurt dışındaki yakınına para göndermek istediğini belirttiğini, bankada kendisine en hızlı para transferinin Western Union vasıtası ile yapılabileceğinin söylendiğini, bunun üzerine Western Union vasıtası ile 4.804,00 Euro parayı yakınına gönderdiğini ve bu hizmet karşılığında 196,00 Euro işlem ücreti ödediğini; ancak paranın yakınına değil başka bir üçüncü kişiye ödendiğini ileri sürerek, 4.804,00 Euro havale tutarı ile 196,00 Euro işlem ücreti olmak üzere toplam 5.000,00 Euro alacağın ve 1.000.-TL manevi tazminatın 05.07.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, havale alıcısının geçerli bir kimlik belgesiyle başvuru yaparak ve doğru MTNC numarasını ibraz ederek gönderilen parayı aldığı, belirtilen işlemde bir usulsüzlük bulunmadığı, davacı yanca davalı bankaya husumet yöneltilmişse de davalı bankanın diğer davalının acentesi olduğu, acenteye doğrudan husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle, davalı banka hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle, diğer davalı hakkındaki davanın ise esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili temyiz etmiştir.
1-) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Davalı banka vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesi hükmüne göre, hükmün sonuç kısmında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Somut olayda, hükmün sonuç kısmında, alacak ve manevi tazminat taleplerinin reddi sebebiyle belirlenen vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine şeklinde hüküm kurulmuşsa da hüküm bu haliyle vekalet ücretinin hangi davalı lehine hükmedildiği hususunda muğlak ve infazda tereddüt oluşturur niteliktedir. Bu itibarla, infazda tereddüt oluşturur şekilde hüküm oluşturulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Öte yandan, mahkemece, davalı banka hakkındaki dava pasif husumet yokluğundan, diğer davalı hakkında dava ise yazılı gerekçelerle esastan reddedilmiş, buna karşılık tek bir vekalet ücretine hükmedilmiştir. Ancak karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 3/2. maddesi; “Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.” hükmünü haizdir. Bu halde, haklarındaki dava farklı gerekçelerle reddedilen davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş, hükmün anılan nedenle de bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazların reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün davalı banka yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 23,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı bankaya iadesine, 01.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.